İstanbul trafiği, pandemi öncesine kıyasla her geçen gün katlanarak artmaya devam ediyor. 4.5 milyon aracın olduğu şehirde artık günün her saati yoğunluk oluşuyor. Hatta işe gidiş ve çıkış saatleri araç hızı 10 kilometrede seyrediyor. Peki pandemiden sonra trafik neden bu kadar arttı? Kısa vadede hangi adımlar atılırsa biraz olsun rahatlık sağlanabilir?
İstanbul Trafiği, megakentte yaşayanların en büyük çilelerinden biri. Fakat pandemi döneminden önce sadece hafta içi ‘zirve saatler’ olarak adlandırılan sabah işe gidiş ve akşam iş dönüşlerinde yaşanan Trafik yoğunluğu artık günün her saatinde yaşanıyor.
4.5 milyon aracın olduğu şehirde artık 1 kilometrelik yol, yarım saatte aşılıyor ve araç sürmek neredeyse imkânsız hale geliyor. Uzmanlar, trafik sıkışıklığının yüzde 85’inin binek araçlardan kaynaklandığını söylerken, insanların toplu taşımalara teşvik edilmesi için daha güçlü adımlar atılmasını vurguluyor.
‘AKILLI KAVŞAK’ PROJESİ ÇÖZÜM SAĞLAYABİLİR
Hurriyet.com.tr’ye konuşan İstanbul Ticaret Üniversitesi Ulaştırma Sistemleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, “Okulların açılmasıyla toplu taşımada 1 milyonluk artışın dışında trafik de oluşmuş durumda. Artık her saat trafik var. Bunun en önemli nedenlerinden biri hususi araçlar. Trafiğin yüzde 85’ini onlar oluşturuyor. Araç içinde ya bir ya da iki kişi bulunuyor. Sonuçta bu yolların kapasitesi yetmiyor ve trafik çilesi başlıyor. Örneğin en son Sütlüce’den Zincirlikuyu’na gitmem 1-1,5 saati buldu” ifadelerini kullandı.
Çözüm için önerilerde bulunan Prof. Dr. Ilıcalı, kavşakların ciddi anlamda trafik tıkanıklığı yarattığı için artık ‘akıllı sistemlere’ dönüştürülmesi gerektiğinin altını çizdi ve hayata geçirilecek olan yeni projeyle ilgili şu bilgileri paylaştı:
“Şu an Üsküdar, Çamlı, Libadiye’de pilot uygulama olarak hayata geçecek ‘akıllı kavşak’ projesi bulunuyor. Türkiye’nin en büyük savunma elektroniği kuruluşu olan ASELSAN’ın en son ileri teknolojiyle geliştirdiği kavşak kontrol cihazları bu bölgeye yerleştirilecek ve belediyenin merkezi sistemine entegre edilecek. Böylelikle anlık trafiğe göre hesaplama yapılıp, süreler yansıtılacak ve kavşaklar birbirleriyle koordine edilecek. Mevcut kavşakların çoğunda ‘sabit zamanlı’ sistem çalışıyor. Akıllı kavşakla, kavşağın kapasitesini yüzde 50-60 artırdığımızı test ettik. Aynı sistemi Samsun’da uyguladığımızda güzel sonuçlar alındı. Sonrasında İstanbul’un diğer bölgelerinde de uygulanır hale gelebilir.”
‘ÇOK ŞERİTLİ YOLLARIN BİR ŞERİDİ OTOBÜS VE TAKSİLERE BIRAKILMALI’
Gelişmiş ülkelerde toplu taşımalar için özel yolların olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ilıcalı, İstanbul’da da böyle bir projenin çözüm sağlayabileceğini vurguladı ve Barbaros Bulvarı’nı örnek gösterdi:
“İstanbul’da çok şeritli yollarımızda bir şeridi hem otobüs ve taksiye hem de üç ya da daha fazla yolcu taşıyan hususi araçlara versek en azından kısa vadede bir çözüm sağlayabiliriz. Örneğin Barbaros Bulvarı üç şerit, bir şeridi bu şekilde kullanıp bir adım atılabilir. Bunun yurt dışında da başarılı şekilde uygulamaları var. Tabii böyle bir uygulamada Elektronik Denetleme Sistemi’ni (EDS) çok güçlü şekilde kullanmak gerekiyor.”
Otobüsler bazen sol şeritte yolcu indiriyor. Minibüsler ise ikinci şeritte yolcu indiriyor ya da alıyor. Hatta ikinci şeritte park eden araçlar da bulunuyor. Böyle olunca trafik tıkanıyor. Bu noktada şerit disiplinini belediye mutlaka sağlamalı ve Elektronik Denetim Sistemi de çok hızlı bir şekilde çalışmalı…
Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı
‘CEP OTOPARKLARI TOPLU TAŞIMAYA TEŞVİK EDER’
Merkezi İstanbul’da bulunan Fahri Trafik Müfettişleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Halis Kahraman ise “Avrupa ülkelerinde toplu taşıma araçları çok yaygınlaştırıldığı için insanlar araçlarını otoparka bırakıp toplu taşımaya yöneliyorlar. İstanbul’da da böyle bir uygulama yapılabilir” dedi ve şöyle devam etti:
– Pek çok noktaya cep otoparkları yapılmalı. Eğer park sayısı artarsa en azından insanlar belli bir noktadan sonra toplu taşımaya mutlaka yönelir. Ayrıca bu otoparkların ücreti de makul bir fiyat olmalı. Ya da bazı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi ücretsiz de olabilir.
– Tüm bunların dışında zaten şehrin ciddi bir otopark sorunu da var. Fiyatlar da pahalı… Şu an ücretler 20-25 lira arasında seyrediyor. Bunun sonucunda vatandaş, ücretli otoparkları kullanmak yerine araçlarını mahalle ve sokak aralarına bırakıyor. Bir yangın olsa ya da ambulans gelse o yola giremiyor.”
TOPLU TAŞIMA SAYISI YETERLİ Mİ?
Tüm uygulamalar başarılı oldu ve insanlar toplu taşımalara teşvik edildi diyelim. Bu noktada akla gelen en önemli soru şu; ‘Şehirdeki toplu taşıma sayısı yeterli mi?’
Bu soruma Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, “Toplu taşıma sayısı yeterli değil. Özellikle araç filosu yaşlı ve bazıları da yolda kalıyor” cevabını verdi ve şu bilgilerin altını çizdi:
– Toplu taşımanın özel araca göre çok tercih edilmemesinin nedeni hız… Kişi “Toplu taşımada olacağıma araçta durayım” diyor. Halbuki bu durum yoğunluğu artırıyor ama yine de hız kazandırmıyor. Bunun için ilk etapta yapılması geren en önemli şey toplu taşımaya özel yolların olması.
– Bir de İstanbul’da ağırlıklı olarak toplu ulaşım kara yolundan yapılıyor. Fakat raylı sisteme bakacak olursak şu an 270 kilometrelik bir raylı sistemimiz var. Toplamda 400-450 kilometre raylı sistem elde edilecek gibi duruyor. Bunlar çok önemli adımlar ama yine de toplamda 1000 kilometrelik raylı sisteme sahip olmak gerekiyor.
‘DENİZ ULAŞIMI ‘ZİRVE SAATLERDE’ ÜCRETSİZ OLURSA BÜYÜK RAHATLIK SAĞLAR’
Ayrıca Prof. Dr. Ilıcalı, trafiğin zirve olduğu saatlerde deniz ulaşımının daha teşvik edici hale getirilmesi gerektiğini vurguladı:
“Pandemi döneminde zaten 7-8 milyon olan yolculuk 700-800 binlere düşmüştü. Pandemi döneminde denendi ve 100 bin bile olmayan günlük deniz ulaşımı kullanımı, ücretsiz olmasıyla 275 bine çıktı. Sonra tekrar eski hale dönünce deniz ulaşımı kullanım rakamları düştü. Ücretsiz olursa ciddi bir rahatlama sağlar.”