Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, ülkenin birçok noktasında çıkan orman yangınlarıyla ilgili hükümeti eleştirdi.
Ahmet Davutoğlu, eski Dışişleri Bakanı Turan Güneş’in eşi, CHP eski milletvekili Prof. Dr. Hurşit Güneş’in annesi Nermin Güneş’in Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki cenaze töreninin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Davutoğlu, etkisini devam ettiren orman yangınlarında hükümetin kötü bir süreç yönettiğini söyledi. Parti olarak geniş kapsamlı bir fidan kampanyası başlatacaklarını belirten Davutoğlu, “Yanan her bir fidan için on fidan dikme vakti” dedi.
“SADECE ÜÇ UÇAĞIN SEVK EDİLMESİ BÜYÜK BİR ZAAFTIR”
Ahmet Davutoğlu, şöyle konuştu:
“Türkiye’nin ciğerini yakan yangınlar dolayısıyla vatandaşlarımıza geçmiş olsun diyorum. İl başkanlarımızla birlikte yangın mahallindeki her yeri takip ediyorum. Alana gitmeyi de planlıyordum ancak süren çalışmaların her gelen üst düzey yetkili ile etkilenme ihtimali var diye erteledik. Önümüzdeki hafta içinde gitmeyi planlıyorum.
Hepimizin öncelikle acılarımızı sarmamız lazım. Kriz yönetiminde karşı karşıya kalınan birçok sorun, bugün de bu yangın vesilesiyle gözleniyor. Çok kötü bir kriz yönetimi sergileniyor. Özellikle uçakların sevkinde ve etkin kullanımında ciddi zaaflar söz konusu olduğu aşikar. Bu tür durumlarda kurum başkanları, herhangi bir başka gündem olmaksızın sadece o konuyla ilgilenir. Sadece üç uçağın sevk edilmesi büyük bir zaaftır. Türkiye bu konuda kapasiteye sahiptir. Bu kapasitenin tümüyle kullanılması, yetkililerin sorumluluğunda bir husustur. Şimdi vakit, yangınları söndürmek için omuz omuza verme vakti. Sonra da yanan her bir fidan için on fidan dikme vakti. Biz parti olarak geniş bir fidan kampanyası başlatacağız.”
“İRAN VE ABD İLE MÜZAKERELER DERHAL BAŞLAMALI”
Göçmen tartışmalarına ilişkin de konuşan Davutoğlu, Türkiye’nin göçmenler konusunda etkin bir strateji geliştirmesi gerektiğini vurguladı. Göçmen akını karşısında Türkiye’nin ABD ve İran ile görüşmesi gerektiğinin altını çizen Davutoğlu, şunları söyledi:
“Mülteciler, göçmenler konusunda Türkiye’nin etkin bir strateji geliştirmesi lazım. Suriyeliler, Afganlar ve Türkiye’de ekonomik gerekçelerle bulunan göçmenler var. Her birinin şartları ayrı. Afganistan’dan gelen göçmenlerin en önemli farkı, arada İran gibi bir ülke geçiyor olması. Doğrudan Türkiye’nin muhatap olduğu göçmen akımından daha çok, İran üzerinden gelen bir göçmen akını var. Afganistan’daki ABD güçlerinin çekilmeleri ile ilgili bir özel durum var. Hükümete çağrıda bulunuyorum; Afganistan’dan gelen göçler konusunda İran ve ABD ile derhal müzakereler başlaması lazım. İran tarafıyla sınırın kontrolü, düzensiz bir şekilde gelen bu göçün durdurulması yönünde İran ile görüşmek lazım. ABD ile de Afganistan’daki geri çekilmeden sonra oralarda onlarla iş birliği yapmış unsurların dışarı çıkılması gibi bir planları var. Bunun Türkiye üzerinden yapılması doğru değil. Bunu da Amerikalılarla görüşüp Afganistan’daki kaosun Türkiye’ye göçmen akını haline dönmesini engellemek lazım. Bu ancak etkin bir diplomasi ile mümkün olur. Yine de gelen unsurlar olursa etkin bir göç politikası ile bunların denetim altında ve düzenli bir halde uluslararası hukuka uygun bir şekilde muameleye tabi tutulması lazım.”