1. Haberler
  2. SİYASET
  3. MİLLİYETÇİ DAVANIN KIRMIZI ÇİZGİ İHLALİ

MİLLİYETÇİ DAVANIN KIRMIZI ÇİZGİ İHLALİ

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye tarihi bir süreçten geçiyor.MHP Lideri Devlet Bahçeli ile PKK’nın siyasi uzantısı binlerce şehidimizin katili Abdullah Öcalan’ın temsilcisi olan DEM Parti’nin İmralı heyeti arasında, yaklaşık 40 dakikalık bir görüşme gerçekleşti.PKK terörünün sona ermesi için büyük bir çaba harcanıyor.Bu kapsamda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin tarihi çağrısıyla yeni bir döneme girildi.Geçtiğimiz hafta İmralı adasında tutulan İmralı canisi Abdullah Öcalan’ı ziyaret eden DEM Partililer, diğer siyasi partilerle görüşmelere başladı. Devlet Bahçeli, tarihi çağrısıyla başlattığı yeni süreçte İmralı’da PKK elebaşı Abdullah Öcalan İle görüşen DEM Partili, Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan ve Ahmet Türk ile bir araya geldi.

Peki düne kadar Devlet bey’in Öcalan için kullandığı “İmralı canisi”, “bebek katili” gibi sert ifadeler neden ve nasıl yer değiştirdi? Öcalan madem barış elçisiydi neden milyonlarca şehidimizi,canlarımızı kaybettik.

Bahçeli ve Abdullah Öcalan gibi farklı ideolojik uçlarda yer alan figürler arasında bir yakınlaşma ya da iletişim kurulduğu algısı, Türk siyasetinde önemli yankılar uyandıracak gibi duruyor.. Bu durum doğal olarak,  Bahçeli’nin temsil ettiği milliyetçi tabanda şaşkınlık ve sorgulamalara yol açtı.Ben de bir Türk Milliyetçisi olarak Devlet bey’in İmralı’ya olan keskin ve sert ifadelerinin nasıl bu denli değişip yumuşadığına, bu “yumuşama dönemi”ne anlam veremedim. Milliyetçi bir liderin Öcalan gibi bir figürle herhangi bir diyalog zemini oluşturması, tabanın ideolojik bağlılıklarını sorgulamasına neden olacak gibi görünüyor. Öte yandan, bu tür bir gelişme devlet aklı ve çözüm politikaları çerçevesinde ele alındığında, bazı çevreler tarafından pragmatik bir adım olarak değerlendirilebilir. Ancak bu yaklaşımın, toplumdaki kutuplaşmayı artırma ya da mevcut güven ortamını zedeleme riskini taşıdığı da alenen ortadadır.

Kürt siyasi hareketi perspektifinden bakıldığında, Öcalan’ın herhangi bir devlet yetkilisiyle ya da ideolojik olarak karşıt bir figürle iletişim kurduğu algısı, hareket içinde tartışmaların oluşmasına zemin hazırladı. Kürt siyaseti içindeki farklı kanatlar, bu durumu stratejik bir hamle ya da zayıflık göstergesi olarak yorumlayabilir. Aynı zamanda bu tür bir gelişme, Türk devletinin Kürt meselesine yönelik yeni bir strateji geliştirdiği yönünde ulusal ve uluslararası alanda tartışmalara neden olabilir. Dolayısıyla, bu tür bir olay, hem Türkiye’nin iç siyasetinde hem de dış politikadaki pozisyonunda etkileri olan geniş çaplı sonuçlar doğurabilir.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) Türk siyasetindeki konumu, vatanın bölünmez bütünlüğü ve Türk milletinin bekası üzerine inşa edilmiş bir duruştur. Bu yüzden, MHP’nin yıllardır savunduğu ilkeler, partinin tabanında yer alan vatansever insanlar için adeta birer kutsal değer niteliğindedir. Ancak son dönemde, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’a dair söylemleri ve bu söylemlerin toplumda oluşturduğu algı, milliyetçi camiada ciddi rahatsızlıklara neden oldu.

Bahçeli’nin, bir dönem terör örgütü lideri Öcalan üzerinden yürütülen tartışmalara zemin hazırlayan açıklamaları, “devlet aklı” ile izah edilmeye çalışılsa da bu durum maalesef tabandaki milliyetçi seçmeni ikna edebilmiş değil. Bu açıklamalar, yıllardır PKK terörüyle mücadelede vakur bir duruş sergileyen MHP’nin omurgasını oluşturan kesimde, derin bir hayal kırıklığı yarattı. Türkiye’nin dört bir yanında şehit aileleri, gaziler ve milliyetçi seçmen, bu durumu MHP’nin tarihi misyonuna aykırı bir tavır olarak değerlendiriyor. Bu insanlar, Öcalan’ın adını duymanın dahi kendilerine ağır geldiğini ifade ederken, Bahçeli’nin söylemlerine anlam veremiyor.

Şu unutulmamalıdır ki Türk milliyetçiliği, günübirlik politik hesapların ötesinde bir ülkü ve bir inanç meselesidir. Bu inancın savunucuları, geçmişte karşı oldukları değerlerle dolaylı bir yakınlaşmayı kabul etmeyecek kadar ilkelerine bağlıdır. Bahçeli’nin bu gerçeği görüp görmeyeceği ise Türk siyasetinin önümüzdeki dönemdeki en önemli sorularından biri olmaya devam edecektir.

Bahçeli’nin ve MHP yönetiminin bu kırılmayı onaramaması durumunda, Türk milliyetçiliğinin en büyük bedeli, kendi evlatlarının sessiz çığlıklarıyla ödediği bir davanın çöküşü olacaktır!

MİLLİYETÇİ DAVANIN KIRMIZI ÇİZGİ İHLALİ
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Konseyi | Doğru Tarafsız Gazetecilik ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin