CHP’nin 39. Olağan Kurultayı, üç gün sürecek yoğun programıyla Ankara Arena Spor Salonu’nda start aldı. Kurultayın ilk gününde delegelere hitap eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partinin geleceğine dair vizyonunu ve dış politikadaki duruşunu açıklayarak dikkat çekti. Yeniden genel başkan seçilmesi neredeyse kesin olan Özel, konuşmasında Türkiye’nin Orta Doğu’daki rolü ve laiklik ile seküler değerlerin önemi üzerinde durdu.
Özel, konuşmasında Türkiye’nin hem Batı ile güçlü ilişkilerini sürdürmesi hem de Orta Doğu ülkeleriyle dengeli ve yapıcı bir ilişki kurması gerektiğini vurguladı. Orta Doğu’daki gelişmelere dikkat çeken Özel, bölgedeki yükselen selefi eğilimlerin karşısında laik ve seküler düşüncenin güç kazandığını belirterek, CHP’nin ve Türkiye’nin bu noktada örnek rol üstlenmesi gerektiğini ifade etti.
“Türkiye, Orta Doğu’da bataklık olarak görülmemeli, aksine bölgeye örnek olmalı” diyen Özel, CHP’nin dış politikadaki yaklaşımını net bir şekilde ortaya koydu. Özel, konuşmasında şunları söyledi: “Türkiye’nin dış politikasında hem Batı ittifakının bir üyesi olarak konumunu koruyacak, hem de Orta Doğu ile doğru ilişkiler kuracak. CHP olarak, bölgedeki ülkelerde yükselen selefi yaklaşımlardan ziyade laikliğin ve sekülerizmin nasıl örnek bir şekilde temsil edileceğini göstereceğiz. Türkiye, bu değerlerle bölgeye örnek olacak bir ülke olarak öne çıkacak.”
Özel’in açıklamaları, CHP’nin sadece iç politika ve demokratik değerler bağlamında değil, aynı zamanda uluslararası ilişkilerde de aktif ve örnek bir rol üstlenmeyi hedeflediğini ortaya koyuyor. Konuşmasında parti vizyonu ve Türkiye’nin uluslararası konumuna dair mesajlar veren Özel, delegelere CHP’nin dış politika stratejilerini ve bölgesel önceliklerini kapsamlı şekilde anlattı.
Kurultayın geri kalan günlerinde ise parti programının üyelerin onayına sunulması, genel başkan seçimi ve çeşitli politika atölyeleri gerçekleştirilecek. Özel’in dış politika mesajı, kurultay süresince tartışılacak ana gündemlerden biri olmayı sürdürecek.
Bu açıklamalarla Özel, CHP’nin hem Türkiye’nin hem de bölgenin demokratik ve seküler değerlerinin korunması konusunda aktif bir rol üstlenmeye hazır olduğunu vurgulamış oldu.
