ZİHİN: SINIRLARIMIZI BELİRLEYEN GÜÇ
Bizi yöneten, yaşamımızı yönlendiren nedir? Bunun için zihnimizin yapısına göz atalım. Zihnimiz iki ana bölümden oluşmaktadır. Bir buz dağı gibi suyun üzerinde gözüken %10’luk kısmı Bilinç, suyun altındaki %90’lık bölümü de Bilinçaltımızdır.
Zihnimizin giriş kapısını bir kameranın objektifi gibi düşünelim. Sadece deneyimlediği ve var kabul ettiği üç boyutlu dünyanın bilgilerine göre davranır. Bu bilgileri de beş duyu organın deneyimlerine göre algılarlar. Halbuki bu kameranın objektifinin kaydettiği üç boyutlu dünyamız dışında milyonlarca bilgi vardır ve bunlar bilinçli zihin tarafından algılanmadan direk bilinçaltına kaydolur.
Bilincimiz egomuz tarafından yönetilen kendimizi korumak için geliştirdiğimiz savunma mekanizmalarının mekânıdır. Egonun çok yükselmesi bizlerin bilinçaltımızla kuracağı ilişkiyi olumsuz yönde etkiler.
Bilinçaltımız enerji üreten bir DİNAMODUR;
Bilinçaltımız MIKNATISTIR.
Çok güçlü bir çekim gücüne sahiptir. Neleri çeker bu mıknatıs? Yukarıda bahsettiğimiz programları oluşturan kayıtların yaşamımızdaki gerçeklerini. Bu şu demektir, bilinçaltımızda hangi kayıt mevcutsa o kayda uygun yaşam deneyimlerini çekeriz. Kayıtlardan korkular doğar, korkulardan eskileri pekiştiren yeni kayıtlar. Tam bir kısırdöngü. Bir yerden başlamak gerekiyor, hangisini önce tespit edersek ondan. Korkuysa tespit edilen, korku enerjisini sevgi enerjisine dönüştürmeyi, kayıtsa tespit edilen, yaşamımızı olumsuz olarak etkileyen kaydın yerine olumlu kaydı yerleştirmek gerekiyor. Bunu yapamadığımız zaman bizi olumsuz etkileyen program çalışır ve bizler büyük bir çekim gücüyle, bu korku ve kayıtların doğurduğu deneyimler denizinde yüzeriz ve arzu ettiğimiz ufuklara yelken açamayız. Sonra da şunu deriz “ neden hep aynı tarz olaylar yaşıyorum”. Sebep mıknatısınızın çekim alanı. Öyle güçlü bir bilinçaltına sahibiz ki çekeceğimiz deneyimleri seçme şansımız var ve yöntemi aslında çok kolay ama emek isteyen bir çalışma.
Bilinçaltımız bizimle konuşur. Bunu sezgiler yoluyla yapar. Hani deriz ya bazen içimden gelen ses, işte bu bilinçaltının sesidir. Bizler genelde bu sesi dinlemeyiz ve deriz ki mantığım böyle diyor. Burada mantığı yadsımıyoruz. Sadece mantığımız yargılarımıza göre hareket ettiğini ve yanılma payımız çok yüksek olduğunu belirtiyoruz. Sezgilere önem vermemiz gerektiğini düşünüyorum dikkat edin her zaman içinizden gelen ses haklı çıkar.