Ne Türkiye’imiş be arkadaş. Bugüne kadar bize dikte edilen; ne kadar az medeni olduğumuz, ne kadar 3’cü sınıf ülke ve vatandaş olduğumuz, iyi olan herşeyin “el oğlu”nun tekelinde olduğu. Sırf bu küçümsemeleri yazsam, A4’ler yetmez.
Ama günün sonunda, gelin görün ki; kazın ayağı öyle değilmiş. Medeni, güçlü ülkeler…hepsi birleşmiş, bütün dertleri tasaları meğerse “biz” mişiz. Yani söyledikleri kadar “önemsiz” değilmişiz demek ki.
Hani bi hikaye vardı. Biri tutmuş, biri pişirmiş, biri yemiş.. biri de “hani bana” demiş…ona benzer bi’şey. Hatta aynı onun gibi.. helikopter Fransa’dan , asker Amerika’dan, ölü teröristler PKK’dan…halvet olmuşlar…bütün dertleri Türkiye. Ama sorsan…biz kimiz ki? Kim bize saldıracak ki?
Heee tabii bir de, Türkiye’yi işgale gelseler….”dostlarımız bizi ziyarete gelmiş” diyebilme potansiyeli olan ” aferin” bekleyici bi grup zavallı var.
Bizim eski , uyutma için bastıkları “düğmelerin” işe yaramaz hale geldiğ bu noktada, artık bu aşağı çekmeler de işe yaramıyor. 80 yıllık beceriksizlikler örtbas edilirken söylenen yalanlar artık sorgulanır hale gelince de, ortaya ” yandaş” diye basitçe bir belden aşağı etiketle insanları sindirebileceklerini sanan “kaybedenler” çıktı. Adam sandığınız bazı insanların, can havliyle debelendikleri bataklıklar da çırpınırken, nasıl daha da battıklarını izler hale geldik. İnsan izledikçe, aslında ne kadar zavallı ve yetersizlik kompleksli olduklarına şahit oluyor.
Yalan üstüne yalan söyleyen genel başkanlar mı ararsınız? Yayın stüdyosuna kendi diplomasını getirip, 20 yıl bu ülkeyi yönetmiş insana “sende diplomamı getir” diyecek kadar şuursuzlaşmışını mı? Neresinden tutup anlatayım? Avamlık diz boyu. “Demokrasi” kelimesini ağızlarından düşürmeyen ama asla “demokrat” olmayan zavallıların son hali bu!