Gazeteci Fatih Portakal, Millet İttifakı liderlerine çok sert sözlerle yüklendi. Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası kimsenin oluşan tabloda sorumluluk üstlenmediğini belirten Portakal, “Bu kadar rahat mısınız ya?” diye sordu. Gelen değişim talebine kulakların tıkalı olduğunu savunan Portakal, “Seçim öncesinde de diyorlar ki ‘ülkeye demokrasi getireceğiz.’ Hadi canım sizde. Şimdi bakıyorum halinize.” dedi.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin tamamlanmasının ardından muhalefet cephesinde nasıl bir yol izleneceği merak konusu oldu. Gözler ‘değişim’ çıkışıyla gündeme gelen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun arasındaki görüşmeye çevrildi.
Kulislerde CHP liderinin ‘yola devam’ kararı aldığı konuşulurken, Millet İttifakı’nı oluşturan diğer partilerin ise henüz nasıl bir yol izleyeceği bilinmiyor.
FATİH PORTAKAL İSYAN ETTİ
2024 yılında yapılacak yerel seçimler öncesi muhalefet kanadındaki bilinmezlik tartışma yaratırken, gazeteci Fatih Portakal adeta isyan etti.
Sözcü Tv’de haberleri sunan Portakal, Millet İttifakı liderlerine çok sert tepki gösterdi. Liderlerin koltuklarından vazgeçemediklerini iddia eden Portakal, “Hala da hiç bir şey olmamış gibi kameraların karşısına geçiyorsunuz, bu kadar rahat mısınız ya? Bir daha ben sizin peşinizden neden gideyim ki? Size neden inanayım ki?” dedi.
Portakal’ın dikkat çeken açıklamaları şöyle;
“BU KADAR RAHAT MISINIZ YA?”
“Ben sadece bir şey soracağım. Ya arkadaş Millet İttifakı olarak seçimi kaybettiniz. Bunun sorumlusu kim? Sandığa gidip değişim isteyen bizler mi bunun sorumlusu? Sorumluluğu üstünüze alın. Hala daha o koltuklarda oturuyorsunuz. Hala da hiç bir şey olmamış gibi kameraların karşısına geçiyorsunuz, bu kadar rahat mısınız ya? Bu kadar rahat insanların gözlerinin içine baka baka nasıl sorumluluğu almıyorsunuz.
“HADİ CANIM SİZDE”
İşte bu siyasi hırs. Seçim öncesinde de diyorlar ki ‘ülkeye demokrasi getireceğiz.’ Hadi canım sizde. Şimdi bakıyorum halinize. O koltuğu bırakmak istemiyorsunuz. Bir daha ben sizin peşinizden neden gideyim ki? Size neden inanayım ki? Benim gibi insanlar size neden inansın ki?”