Selam olsun Tanrı Dağları’nın yiğitlerine,
Metehan’dan bu güne Kürşat’tan Kültegin’e selam…
Selam olsun Ergenekon’dan Malazgirt’e
Börteçine’nin gök gözlerine selam…
Geçtiğimiz Cuma günü,21 Mart’ta, Ergenekon’dan çıkışımız, doğanın uyanışı ve baharın gelişini simgeleyen Nevruz bayramını kutladık.
Nevruz, Türk dünyasının kalbinde yer alan, baharın müjdecisi, doğanın uyanışının ve yeniden doğuşunun kutlandığı eşsiz bayram. Türk dünyasının yüreğinin en derinindeki gün… Farsça’dan gelen adı ile “yeni gün” anlamına gelen Nevruz, yalnızca bir bayram olmaktan öte, Türk kültüründe umudun, dirilişin ve yeni başlangıçların simgesidir. Demirden dağların, yakılan ateşlerle eridiği gündür Nevruz.
Nevruz’un kökleri, Türk tarihinin derinliklerindeki Ergenekon Destanı’na uzanır. Bu destan, Türklerin cesaretini, özgürlük özlemini ve yeniden canlanmasını simgeleyen bir halk efsanesidir. Ergenekon, Türklerin zorlu bir dönem geçirdikleri, dar bir vadide sıkışıp kaldıkları bir yer olarak anlatılır. Destanda, demirci bir kahramanın dağları eritip Türklerin yolunu açması, onların Ergenekon’dan çıkışını ve yeniden özgürlüğe kavuşmasını temsil eder. Bu efsanenin taşıdığı anlam, Nevruz’un da özünde yatar: karanlıktan aydınlığa, kıştan bahara, esaretten özgürlüğe geçişi simgeler.
İşte bu sebeple Nevruz Türk’ün bayramıdır. Ve her yıl Mart ayının 21’inde Türk dünyasında coşkulu kutlamalarla karşılanır. Ateş üzerinden atlama geleneği, kışın bittiğini ve baharın geldiğini simgelerken, özel yemekler ve müzikler, bayramın neşesini artırır. Geleneksel danslar ve oyunlar, insanların bir araya gelerek mutluluğu paylaşmasını sağlayan bir ritüeldir.
Dolayısıyla Nevruz, Türkler için sadece bir bayram değil, aynı zamanda milli birlik ve beraberliğin de bir sembolüdür. Bu bayram, Türk kültürünün köklü geçmişine, ortak değerlerine ve geleceğe umutla bakışına işaret ederek Türklerin tarihsel ve kültürel mirasını hatırlamalarını, milli birlik duygusunu güçlendirmelerini ve yeni bir başlangıç için bir araya gelmelerini sağlar.
Türk kültürünün en önemli ve anlamlı bayramlarından olan Nevruz, baharın gelişiyle birlikte kutlanan bu şenlik, yeniden doğuşu, umudu ve birliği temsil ederken Türklerin ortak tarihini, değerlerini ve gelecek beklentilerini yansıtan, canlı bir kültürel mirası yaşatır.
Binlerce yılın derinliklerinden gelen, Türk dünyasının kalbinde yer eden Nevruz, kapılarımızı bahara açan, kardeşlik ve yenilenmenin müjdecisidir. Orta Asya bozkırlarının ruhu olan Nevruz ateşi, bugün Anadolu’dan Balkanlar’a, Kafkaslar’dan Sibirya’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada aynı inanç ve coşku ile yanmaya devam etmektedir. Bu kadim şenlik, birlik ve beraberlik duygularını yeniden canlandırarak, bizleri umutla dolu bir geleceğe taşımaktadır. Nevruz’un coşkusunu hep birlikte yaşarken, her birimize bolluk, bereket ve huzur getirmesi temennisi ile…
