Sayın Kılıçdaroğlu’na geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Özenle hazırlanılmaya gerek bile duyulmamış bir tertiple, daha önce alay ettiği dış güçlerle ortak hazırlanmış bir ihanet planıyla sırtından bıçaklanmasına mesafelerde engel olamadı! Kambersiz düğün olmaz, beni niye çağırmadınız dercesine koştu belediyedeki partiye… her fırsatta da…bakın bu sadece 16 milyonluk parti…benim 80 milyonluk partimde sen yoksun diye hatırlattı İmamoğlu’na…ama heyhaaad! Atı alan Üsküdar’ı geçti!
Vizyon böyle bir şey işte…dışarıdan satın alınmaz…alınsaydı bile, vizyonu olan bunu zaten bedavaya bize vermezdi…Ayrıca, böyle bir statüde torpille de var olunmaz! Günün sonunda, verdiğin kararlar milyonlarca insanın hayatını etkileyecek kararlar olduğu için, vizyonu geniş, teoloji ve tarihi iyi bilen insanlar ülke yönetebilir! Ama anlaşılan o ki; Sayın Kılıçdaroğlu bunların hepsinden bi’haber!
Neden böyle diyorum…çünkü ,”kim bize saldıracak” diyen Kılıçdaroğlu,, en yakınındaki tehlikeyi bile fark edememiş, ama hala Türkiye’yi koruyabilirim iddiasında! Sonradan sihirli bir değnek edindi mi ,onu bilmiyorum.
Bu durumu Cumhur İttifakına yüklemek de saçmalıktan başka bir şey değil. 20 yıl böyle kritik bir ülkeyi yönetmiş bir aklın, böyle bir müdahaleyle kendi ayağına sıkacağını bilmediğini düşünmek çok sığ bi saptama olur.
Bu Cumhurbaşkanlığı adaylığı işi 6’lı masada öyle bir çıkmaza girdi ki; biraz Amerikan yardımı aldılar gibi görünüyor! Bir gecede kahraman yaratma işi Amerika’ya özgü bir şey fakat, onlar da o kadar laubalileşti ki; bu Türkler nasılsa tarihten ders alacak kapasitede değil diye bir inanış edinmişler,artık planlarına mesai bile harcamadan, burada önceden yapılmışı var deyip, işe yarayacağını düşünüyorlar…ve ne yazık ki haklılar!
Biz bu filmi 10 Kasım 1938’den beri farklı aralıklarla, değişik konularda, farklı insanların başrollerinde izleyip, hala aynı tepkileri veriyoruz!
Mağduru kahramanlaştırma kültürü bizim insanımızın en zayıf noktası ve düşmanımız her kimse bunu yaşanmış örneklerle yıllardır biliyor. Bir anda mağdurun tüm başarısızlıkları silinip, kahraman muamelesi görmeye başlıyor! Ondan beklenen iş için gerekli kriterlere, donanıma sahip olmadığı biline biline, bir anda baş tacı oluyor!

Deliliğin tanımını biliyoruz: Sürekli aynı şeyi yapıp, farklı sonuçlar bekleyen insanlara “deli” deniyor! Bu durumda acaba hepimiz zır deli miyiz?
İlginç olan, benim bile görebildiğim bu durumu Kılıçdaroğlu’nun görememiş olması. Bu mantıkla bakarsak, Türkiye’yi ben bile yönetebilirim…lütfen bir de beni deneyin desem fazla cürretkar bulmazsınız umarım!
Sonuç!!Kötü bir oyuncuyla çekilen ,özensiz ama başarıyla sonuçlanacakmış gibi görünen bir film izliyoruz. Yeni Cumhurbaşkanı adayı dün akşam kendi kendisini ilan eden Ekrem İmamoğlu olmuştur! Vatana ,millete hayırlı olsun!