CHP’nin Tüzük Kurultayı bugün sabah 10.30’da ATO’nun salonunda yapılacak. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Büyük Kurultay Delegeleri’ni kahvaltıya davet etti. CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kurultaya katılmayacak. Kılıçdaroğlu, dün ve bugün kendisini ziyaret eden delegelerle fikir alışverişinde bulundu.
Kurultayı CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek’in yönetiyor.
NELER KESİNLEŞTİ
İsmail Saymaz’ın CHP Merkez Yönetim Kurulu üyesi Gül Çiftçi Binici’den edindiği bilgiye göre, CHP’nin tüzük taslağında şunlar yer alacak:
– Genel başkana milletvekillerinin yüzde 15’ini belirleme hakkı tanındı. Genel başkan kontenjanın üçte birini il örgütlerine, üçte birini gençlik ve kadın kollarına, üçte birini meclis grubuna pay edecek.
– Gençlik ve kadın kollarına ayrılan kontenjanın dörtte biri bir önceki seçimde milletvekili çıkarılan sıralara konacak.
– Üç dönem kuralı getiriliyor. Milletvekilleri ve belediye başkanları merkez yoklamasıyla üç dönemden fazla adaylaşamayacak. Milletvekillerinde önseçimle gelenlere sınır konmayacak. Belediye başkanları seçim bölgelerini değiştirdiklerinde aday olabilecekler.
– Üç dönem kuralı için 2019 seçimi milat olarak kabul edilecek.
– Hangi seçim bölgelerinde önseçim, örgüt denetiminde önseçim, aday yoklaması, örgüt denetiminde aday yoklaması ve merkez yoklamasının uygulanacağına o il örgütüyle birlikte karar verilecek.
– Örgüt denetiminde önseçimde bölgesel özellikler, cinsiyet ve meslek dağılımı kriterleri olacak.
– Örgüt denetiminde önseçim sonuçları aynen uygulanacak.
– Genel başkan en az yüzde 5 ve en çok yüzde 10 imzayla aday olacak.
– Belediye meclisi ve il genel meclis üyeleri il ve ilçe örgütleri ile delegasyonlarda yer alamayacak.
BASINA KAPALI
Kurultayın maddelerin görüşüldüğü kısmı, basına ve izleyicilere kapalı yapıldı. Kurultayın o bölümünde salonda sadece delegeler ve onur kurulu üyeleri katıldı.
3 bin kişilik salona yaka kartı olmayan kimse giremedi.
Cumartesi ve pazar günü partinin yeni programı için çalışma masaları kurulacak.
Pazartesi günü ise Anıtkabir, Devlet Mezarlığı ve Cebeci Mezarlığı ziyaretleri gerçekleşecek. Akşam ise Pembe Köşk’te CHP Tarihi Sergisi açılacak. Partinin kuruluşunun 101. yıldönümü genel merkez önündeki Şevval Sam konseriyle kutlanacak.
ÖZGÜR ÖZEL: “14 YILDIR YAPTIĞIM GİBİ…”
CHP’nin Tüzük Kurultayı’nda Genel Başkanı Özgür Özel’in konuşması başladı. Özel’in konuşmasını tüm TV kanalları canlı olarak yayınladı.
Özel’in açıklamasından öne çıkanlar şu şekilde:
“Memleketin dört bir yanında altı oklu bayrağı göndere çekip, orada tutanlara merhaba. 871 ilde baba ocağının kapısını açık tutanlara, 14 yıldır yaptığım gibi 10 aylık genel başkanlığımda da gittiğim her ilde, her ilçede, olağanüstü bir engel, mani yoksa örgütümüze uğradım. Girdiğim her ilçede ve il başkanlığında mutlaka önce onları yanıma çağırdım. Baba ocağını erkenden açıp çayı koyanlara, çorbayı kaynatıp bacayı tüttürenlere, birazdan gelirler deyip bizi bekleyenlere, bu örgütün emekçilerine merhaba. CHP’nin evlatlarına, Atatürk’ün askerlerine merhaba.
‘TÜRKİYE’NİN BİRİNCİ PARTİSİNİN KURULTAYINI İZLEYENLERE MERHABA’
47 yıl aradan sonra belki de ilk kez şu anda Türkiye’nin birinci partisinin kurultayını ekranlardan izleyen milyonlara merhaba. Artık az değiliz, artık daha çoğuz. 31 Mart’ta partimize oy veren, umudunu bize bağlayan 4 milyondan fazla yeni seçmenimize merhaba. Rengini ay yıldızlı al bayraktan alan, siyasi partilerden değil, millettin ittifakıyla kuran aslan sosyal demokratlara, muhafazakar demokratlara, milliyetçi demokratlara, Kürt demokratlara, Türkiye’nin bütün demokratlarına, Türkiye İttifakı’na merhaba.
‘CHP DEĞİŞECEK, TÜRKİYE DEĞİŞECEK’
Bundan tam bir yıl önceydi; 6 siyasi parti ittifak halinde girdiğimiz seçimlerde çok istediğimiz, çok çalıştığımız, çok hak ettiğimiz bir seçimi maalesef kaybettik. 14 ve 28 Mayıs seçimlerinden sonra toplumda siyasetten uzaklaşmaya ve büyük bir umutsuzluk dalgasına dönüşen bir ruh hali vardı. Gençlerin gözündeki fer sönmüştü. Büyüklerimizin omuzları düşmüştü. Yaşlılarımız Türkiye’de iktidar göremeyecek miyiz derken, gençler biz bu ülkede hayal kuramayacak mıyız, artık bu ülkede yaşayamayacak mıyız diye bizden hesap soruyordu. Oturduk, konuştuk, tartıştık. Hep birlikte bir yol açmak, yeni bir yol almak için yola çıktık. Artık hiçbir şey olmamış gibi davranamazdık ve davranmadık. Ve şunu söyledik; CHP değişecek, Türkiye değişecek. Bizim kurultaylarımız liderlerden talimat alan kurultaylar değildir. Bizim kurultaylarımız liderlere ve kadrolara talimat, görev verirler. Değişim kurultayımızın açılışını 4 Eylül’de Sivas’ta yaptık. Sivas Kongresi, Atatürk’ün tespitiyle bizim ilk kurultayımızdır. Sivas Kongresi, bizlere mandayı ve himayeyi reddetme, kurtuluşu örgütleme, bağımsızlığı ilan etme ve yeni bir ülke, yeni bir demokrasi kurma görevi vermiştir. 1972 kurultayı Bülent Ecevit’i başkan seçmiş, ona ve kadrolarına, partimizi işçilerle, üretenlerle, hak arayanlarla buluşturma, sosyal demokrasiyi iktidar yapma görevi vermişti. Bu görevi kurultaydan aldılar ve 1975’te girdikleri 4 seçimden de partimizi birinci parti olarak çıkarmayı başardılar.
‘CHP KABİNESİNDE KADIN ERKEK EŞİTLİĞİNE YER VERECEK’
Geçen yıl 4-5 Kasım kurultayımız ise bizlere önce yerel seçimlerde, ardından genel seçimlerde partimizi birinci yapma, iktidar yapma görevi vermiştir. Kurultayımızın hemen ardından yaş ortalaması 43 olan gençlerle tecrübeyi bir araya getirdiğimiz parti meclisimizde çalışmaya başladık. Yaş ortalaması 46 olan bir MYK oluşturduk. İki kurulda da siyaset tecrübeleri, akademik tecrübeleri ve yaşları benden yüksek fevkalade değerli isimler de vardır. Onlarla birlikte olmanın da güvenini duyuyorum. İdari MYK ve gölge kabine adıyla iki yapıdan oluşan bir MYK belirledik. Tüm bakanlıklara denk, onları takip edecek, politika üretecek bir gölge kabine oluşturduk. Gölge kabine, iktidarda bulunan partinin kabinedeki tüm bakanlarının karşısına, onları izleyecek, eleştirecek, doğru yönlendirmelerde bulunacak ve millete dönüp ‘biz olsak öyle değil böyle yapardık, biz geldiğimizde yol haritamız, siyasetimiz budur’ diyecek bakanlardan oluşuyor. Malum Sayın Erdoğan’ın kabinesi 17 bakan ve bir Cumhurbaşkanı Yardımcısı olmak üzere 18 kişiden oluşuyor. Aramızda bir fark var; Sayın Erdoğan’ın 18 kişilik kabinesinde bir tek kadın vardır, aileden sorumlu bakan. AKP’deki, Türkiye’deki tüm kadın siyasilere, az da oylarını almadığı çok sayıda kadına şunu demektedir; sizi yeriniz ailedir, evdir, çocuk büyütmektir, engelliye bakmaktır. Siz dış politikadan anlamazsınız, iç işleri sizin işiniz değildir, ekonomiyi biz yöneteceğiz. Yerel yönetimlerle ilgili bir karar alınacaksa onu da biz alacağız, adliyeyi de mülkiyeyi de biz yöneteceğiz diyorlar. Ama asla ve asla unutmamamız gereken bir şey var ki; bu ülkenin kuruluş kodlarında bu yoktu. Bu olsaydı, şu anda dünyanın ileri gitmiş, demokrasisiyle övünen ülkeleri ağzına alamazken Latife Hanım’ın yanında kadın haklarının konuşulması, o ülkeler 40 yıl bekleyecekken kadına seçme seçilme hakkının tanınması ve hem toplum, hem de siyaset yaşamında kadınların önünün açılması, belki bugün ülkeyi yönetenler idrak edemez ama bu ülkenin kuruluş kodlarında, Atatürk’ün en ilerici bakış açısında vardı. Bunun bilinciyle CHP bugünkü gölge kabinesinde olduğu gibi, yarın kurulacak Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetecek kabinesinde kadın erkek eşitliğine yer verecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
MİLLETİN KENDİSİYLE İTTİFAK
İkinci tehlike ise; eski dostlarımızın benzer yaklaşımları oldu. Öyle şeyler duyduk ki; orada vereceğimiz cevap, aslında oluşturmak istediğimiz Türkiye ittifakının temellerini bombalamaya yönelikti. Görmedik, duymadık; çok sıkıştığımızda cevap verdik, ‘canınız sağolsun’ dedik, başka bir şey söylemedik. Partimiz 2018, 2019, 2023 seçimlerine ittifakla gitti. 2024 seçimlerini de ittifaksız kazanamayacağımızı düşünenler çoktu. İttifak olmazsa felaket geliyor dediler. İttifakı reddeden parti olmadık ve ittifak arayışlarıyla ilgili üzerimize ne düşüyorsa yaptık, bunun milletimiz tarafından görünür olmasını da sağladık. Ama sırf ittifak yapmak için olmayacak tavizler vermedik, olmayacak tekliflere evet demedik. Bu örgütün, bu milletin veya herhangi bir belediye başkanımızın hakkını kimseye yedirmedik. Biz, ittifakın partilerle değil, milletin kendisiyle yapılması gerektiğini gördük, partilerle yapılamayacağını, bu zorlamanın sonuç almayacağını, alsa da sonunda bir felaket yaratma noktasına savrulacağını gördük. O yüzden, milletin kendisiyle yapılacak bir ittifakın çok daha iyi olacağına inandık, seçmenleri de inandırdık. Türkiye ittifakını hep birlikte meydan meydan büyüttük.
“NORMALLEŞME SÜRECİ”
Anıtkabir’de siyasi liderlerin her biriyle, tüm bakanlarla ve Cumhurbaşkanı ile tokalaştım. Erdoğan’ı partisinde ziyaret ettim, kendisini genel merkezimizde ağırladım. Tüm liderlerle tamamlayabildiğimiz oranda görüşmeler gerçekleştirdim, görüşmeler de devam ediyor. Kurduğum her temas, her cümlede sadece halkın sorunlarını ve beklentilerini dile getirdim.
‘Millet size son seçimde iktidar olma sorumluluğu verdi, o zaman emeklinin derdinin çözüm adresi budur. Asgari ücrete dört kez zam yapılabilir diyordunuz, enflasyon bu noktada temmuz zammını artık verin’ dedim. ‘Çiftçilerin alın terinin karşılığını verin ve ortaya koyacağınız her çözümde biz size Meclis’te destek olmaya hazırız’ dedim. ‘Esnafın faizlerini artırmayın, pandemiden beri gelen kredilere faiz yükseltmek nedir, esnafa bu zulüm nedir, bu işten vazgeçin’ dedim. ‘Enflasyon muhasebesinde inat etmeyin, boşu boşuna kazanılmamış paradan vergi almaya çalışmayın’ dedim. ‘Hasta hükümlü paşaları adli tıp raporlarına rağmen içeride tutmayın, onları tahliye edin’ dedim. Gezi tutukulularının uğradıkları haksızlıkları birer birer anlattım. Tayfun Kahraman’ın yaptığı görüşmeden çıkışta darbe çağrısı değil, ‘ağaçları kesmeyecekler, topçu kışlasını dikmeyecekler, AKM’yi yıkıp AVM yapmayacaklar, mahkeme kararını bekleyecekler, o kötü bile gelse referandum yapacaklar, artık Gezi Parkı’nı boşaltmayı takdirlerinize sunuyorum’ ifadelerinden darbe çıkmayacağını söyledim. Emine Şenyaşar’a randevu verilmesini, o ananın yüreğindeki yangının hafifletilmesi gerektiğini söyledim. Ayşe Ateş’i, ‘Bir siyasi parti Ankara’nın ortasında Sinan Ateş’in cenazesini yerde bırakmış olabilir ama eşi var, iki küçük kızı var, onlara randevu verin, adalet duygusunu zedelemeyin, bu millet Ayşe Ateş’i kardeşi bildi, siz de randevu verin’ dedim. Vatandaşın hizmet bekelediği belediyelerimizin elini kolunu bağlamaya çalışmanın bu milletten döneceğini söyledim. Tüm bu süreçleri şeffaflıkla halkımızla paylaştım. Yanımda hazır bulunan büyükelçimizin tuttuğu notları partinin kasasına, partinin kurumsal hafızasında yer almak üzere genel sekreterimize teslim ettim.”
TÜZÜK KURULTAYI MESAJI
Tüzük Kurultayı hakkında mesaj veren Özel, “Tüzüğümüzü değiştirmek, iktidar programımızı yazmak için toplanmıştır. Biz değişimi kişilere indirgeyecek olursak hem haksızlıktır hem vefasızlıktır. Değişimi kişilerin, kurulların değişiminden ibaret görmemeliyiz demiştik” ifadelerini kullandı.
“Bugün değişimin altını doldurmak için hem tüzüğümüzü hem programımızı ele alacağımız bir süreci hep birlikte olgunlaştırmak durumundayız” diyen Özel, şunları ifade etti:
“Tüzük Komisyonu çalışmalarını dün akşam itibarıyla tamamlandı. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun tahahhütleri bu tüzüğün içine konulmuştur. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu dışındaki önceki genel başkanlarımız seçildiğimiz günden beri katkı sağladılar. Bu tüzük ne benimdir, ne Kemal Bey’indir, ne önceki genel başkanlarındır. Bu tüzük, kapsayıcılığı bakımından bütün örgütümüzdür. Tüzük Komisyonu’nda oy birliğiyle kabul edildi. Bu tüzük geçince hiç kimse kaybetmez, bu örgüt kazanır.”
VEKİLLER İÇİN ÖN SEÇİM
Ön seçim hakkında açıklama yapan Özel, “Genel başkan dahil hepimiz ön seçime gireceğiz. Milletvekili olmak isteyenler örgütten onay ve destek alacaklar” ifadelerini kullandı.
GENÇLİK VE KADIN KOTASI
Gençlik ve kadın kotası hakkında konuşan Özel, şunları anlattı:
“Bugün yüzde 33 kadın kotası vardır. Cinsiyet kotasını yüzde 50 olarak yazıyoruz. Yürürlülük maddesinde ilk kurultayda 35, bir sonrakinde 40, bir sonrakinde 45, bir sonrasında 50 olacak şekilde bir geçiş süreci tarif ediyoruz. Gençlik kotasını 18-25 için 10, 35-40 yaşındakileri de şu anda 10, bir sonrakinde 15, bir sonrakinde 20 olarak uygulayıp söz verilen bir devrimi hep birlikte gerçekleştirmeyi istiyoruz. Gençlik ve kadın kotası maddesini size emanet ediyorum.”
GENEL BAŞKAN ADAYLIĞI İÇİN ŞARTLAR
“Mevcut genel başkan imza toplamaz. Mevcut genel başkan talebi halinde adaydır. Diğer adaylar yüzde 5 imza toplarlar. Yüzde 10’dan çoğunu toplayamazlar. Divan yüzde5 ‘ten az yüzde 10’dan çok imza kabul edilemez. Bu adımı atmak suretiyle artık delegemizin örgütümüzün üzerindeki imza toplama baskısını, iki kıymetli adayın iki kıramayacağın temsilcisini memleketinde ağırlayıp da ona mı versem buna mı versem mahcup olmuştum tartışmalarını, genel başkanlarımızı bu işe muhtaç ve kurultay delegelerimizi, sanki gayri ahlaki bir tutum takınabilecek kişiler gibi gösteren bu haksız süreci sonuna kadar tarihe gömüyoruz. İl başkanları için de yüzde 10 olan imza sürüyor. ama divana yüzde 15’ten fazla imza teslim edemeyecekler. Yani 600 delegenin 500’ünün imzasını aldım bitti bu iş havasıyla bir kongre yaşamayacağız. Daha çok adayımız olacak.”
PROGRAM ÇALIŞTAYI
“İktidar programına evrilecek parti programımızın değişim çalışmalarına başlayacağız. Bu millet bizden nasıl bekliyor. Nasıl bir devlet-millet ilişkisi. Bu ülkenin ekonomisin nasıl yöneteceğiz, dış politika nasıl olacak, tarımda kime ne vadediyoruz, halkımızla tartışacağız.”
EKREM İMAMOĞLU’NA DESTEK
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na açılan ‘ahmak davası’ ile ilgili ceza alabileceği söylentilerine ilişkin şunları söyledi:
“Sayın Ekrem İmamoğlu bu çabalara karşı kendi duruşunu en kararlı şekilde ifade etmiştir. Partisinin Genel Başkanları sıfatıyla 1 milyon 460 bin üyemizin adına ifade ediyorum ki sayın İmamoğlu’nun tutumu, partimizin tutumudur. CHP, Ekrem İmamoğlu’nun yanındadır. İstanbul’un sevgilisi, partimizin gözdesini kimsenin insafına bırakmayız. Herkes haddini bilecek!”
MANSUR YAVAŞ’TAN DA İMAMOĞLU’NA DESTEK
CHP’nin tüzük değişikliklerinin ele alındığı 20’nci Olağanüstü Kurultayı’na katılan Mansur Yavaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu ile önceki dönem CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkındaki davalara ve gündeme ilişkin ANKA Haber Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu.
Geleceğe dair umutlu olduklarını belirten Yavaş, şöyle konuştu:
“Tüzük Kurultayı’ndan sonra yapılacak Program Kurultayı’yla iktidar yürüyüşü devam ediyor. Sayın Genel Başkanımız ‘Emanet oy olduğunun bilincindeyiz’ demişti ama özellikle yerel seçimden sonra yapılan görüşmeler oyların CHP’de kaldığını ve artırarak devam edeceğini gösterdi. Güzel programla iktidara yürüyüşünün ilk basamağı Tüzük Kurultayı olacak. Ümitliyiz ve başaracağımıza da inanıyoruz. Dün Sivas’taydım. Orada gördüğümüz, vatandaşın ilgisi var ve gerçekten yaşanan ekonomik sıkıntılar vatandaşı büyük bir arayışa itiyor. İnşallah güzel bir programla halkımıza, gençlerimize, kadınlara umut olup değişim gerçekleştireceğimize kalben inanıyorum.”
“UTANÇ VERİCİ”
Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu hakkında açılan davaların “hukuk sopası” niteliğinde olduğunu vurgulayan Yavaş, kurultay sonrası ülkenin gerçek gündemine odaklanılması gerektiğini söyledi. Yeni bir programla halkın karşısına çıkılması gerektiği ifade eden Yavaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Öncelikle güçlendirilmiş parlamenter sistemin yeniden ele alınıp bu konuda neler yapılabileceğinin mutlaka gösterilmesi gerekiyor. Aynı zamanda hukuk sistemimizde olması gerekenler. Sayın İmamoğlu ve Sayın Kılıçdaroğlu’nun başına gelen şeyler… Ben bir hukukçuyum, açıkçası utanç duyuyorum. Hiçbir zaman yargı bir sopa olarak gösterilemez. AİHM kararları var, eğer Anayasa’ya uymayacaksak yeni bir anayasayı tartışmanın da anlamı yok. Bu nedenle biz Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de güçler ayrılığının nasıl olacağını mutlaka insanlara göstermemiz lazım. Artık ülkemizin rövanş hukukundan kurtulması lazım. Gücü eline her geçirenin karşı tarafa bir hukuk sopası göstermesi bizim için utanç verici. Dünyada hukuka olan güvenlerde en sonlardayız. Bundan biz utanıyoruz. Böyle bir ülkede gençlerin kaçıp gitmek istemesi ya da ülkeye yatırım gelmemesi gayet normal. Bu nedenle eğer biz bu insanlara ümit vereceksek Tüzük Kurultayı’ndan sonra bir an evvel programla ilgili çalışmaları yapıp artık halkın karşısına suni tartışmalarla değil, programımızla çıkmamız lazım. İnşallah ülkemizde kurucu değerlerimize bu şekilde dönecektir. Ülkemizde şu anda hiç kimse yıpranmamış bir kurum sayamaz çünkü çürüme başladığı zaman her yönüyle çürür. Hukuk, yargı, ekonomik sistem, üniversiteler çürür.”
Adaylık tartışmalarını hatırlatan Yavaş, şöyle devam etti:
“Ekrem Bey’i hukukla ilgili konuda kalben de destekliyorum, imkanım olsa fiilen de desteklerim. Böyle bir gündem yok. Daha önce biz bu filmi gördük. 2019’dan başlamak üzere sadece yandaş tabir edilen televizyonlarda seçime kadar ‘aday kim olacak’ tartışması çıkarıldı. Şimdi yine aynısını yapıyorlar. Böyle bir gündem yok. Belediyelerimizi yönetmeye çalışıyoruz. İktidarın yarattığı bu yoksulluğa CHP’li belediyeler olarak sosyal belediyecilik yaparak, ‘Acaba onların mağduriyetini ne kadar aza indirebiliriz’den başka bir düşüncemiz yok. Bunların konuşulması gerçekten abesle iştigal. Günü geldiği zaman bunun yolları da bellidir. ‘5 kişi buna karar alacak’ denmesi CHP’ye hakarettir. Günü gelince partinin kurulları buna karar verecek. Bugünden bunları konuşmanın anlamı yok. Sayın İmamoğlu’na bir yasak konacak olursa en şiddetli tepkiyi benim vereceğimi de herkesin bilmesini isterim.”
“‘MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİYİZ’ DİYE HER ZAMAN SÖYLÜYORUZ, SÖYLEMEKTEN DE GURUR DUYARIZ”
Yavaş, Kara Harp Okulu’ndaki mezuniyet törenin ardından teğmenlerin ”Mustafa Kemal’in Askerlerleriyiz” sloganları atarak yemin etmesine yapılan eleştirilerle ilgili şunları kaydetti:
“Mustafa Kemal Atatürk’e bağlılık suç olabilir mi? Bu artık ritüel haline gelmiş. Mustafa Kemal Atatürk’ün numarası okunduğu zaman hepsi birden ayağa kalkıp ‘Burada’ demiyor mu zaten? Yıllardır yapılan bir ritüelin sadece sosyal medyaya taşınması ve bildiğimiz insanların trollük yapmak suretiyle yayması nedeniyle tartışıyoruz. Artık Türkiye’nin suni gündemleri tartışacak durumu yok. ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diye her zaman söylüyoruz, söylemekten de gurur duyarız.”
ALİ MAHİR BAŞARIR: “CUMHURBAŞKANI’NI DEĞİŞTİRİP ÜLKEYE HUZUR, KARDEŞLİK VE DEMOKRASİYİ GETİRMELİYİZ”
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, CHP’de tüzük değişikliklerinin ele alınacağı 20’inci Olağanüstü Kurultayı’nda açıklamalarda bulundu. CHP’li Başarır Siyasi Parti Kanunu’nda değişiklikler yapılarak milletvekili seçiminde tercih sisteminin yeniden getirilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:
“Tabii benim de muradım, benim de isteğim partide çok sesliliğin, parti içi demokrasinin, ön seçimin olağan hale gelmesi. Bunu da elimizden geldiği kadar Siyasi Partiler Kanunu’nun el verdiği, il başkanlarımızın, örgütlerin istediği o doğrultuda yapmaya çalıştık. Büyük bir uzlaşı var. Ben isterim ki ön seçimi de aşalım. Siyasi partiler kanunu değiştirelim. Mersin’de 13 milletvekili var, 26 aday koyalım, tercihle halk seçsin. Daha geniş kitlelere doğru gidelim. Ne kadar çok uzlaşıyla ne kadar çok oyla bir milletvekili seçilirse, hem o oy veren insanlara, hem o bölgesine hem parlamentoya karşı sorumluluğu da daha fazla olur.
Şimdi biz görevimizi yaptık. Bir şey daha yapmamız gerekiyor. Parlamentoya iş düşüyor, gelin Siyasi Partiler Kanunu’nu değiştirelim demokratik hale getirelim, delegeliği kaldıralım. Yeri ve zamanı geldiğinde tüm halkın oy kullandığı sandıktan belirleyelim. Bunu yapamıyorsak, 26 aday gösterelim, Mersin halkı kime daha fazla oy veriyorsa, onu milletvekili yapalım. Bunu 1991’de denedik, çok iyi sonuç aldık. Bunun bir güzel yanı daha var. 26 sıradaki aday da 1. sıradaki aday kadar çalışacak, oy isteyecek, kampanya yapacak. İşte o zaman demokratik bir ülke, çok sesli bir ülke olmuş oluruz.
Bunu bir an önce bitirip ülkeyi seçime götürmeliyiz. Kurultay değişim, genel başkanımızı değiştirdik, yönetimi değiştirdik. İki tüzüğümüzü değiştirdik. Üçüncü değişim ne olmalı? Cumhurbaşkanı’nı değiştirip ülkeye huzur, kardeşlik ve demokrasiyi getirmeliyiz. Ben dijital katılımı çok önemsiyorum. Yaklaşık 1.5 milyon üye dijital katılımla partinin partinin yönetiminde söz sahibi olacak. Kadın ve gençlik kotasının kontenjanının üçte birini onlara kullanılması çok kıymetli. Hakim huzurunda, örgüt huzurunda ön seçimin miktarının artması ve zorunlu hale getirilmesi çok kıymetli. Ama yine söylüyorum bunların hepsini mesela delegeliği kaldırmamız, genel başkanı dahil tüm partinin belde teşkilatından genel başkanına kadar tüm birimlerini, üyelerin seçmemesi siyasi partilerdeki antidemokratik o maddelerden kaynaklanıyor. O da değişirse bir tüzük kurultayı daha yaparız, siyasi partilerdeki değişikliğe göre işte adaylarımızı çok çok daha demokratik dediğim gibi tercihle seçebiliriz. Bu kurultay dediğim gibi pazartesinden sonra partinin kuruluş yıl dönümünden sonra Anadolu’ya koşar adımlarla gidip iktidara yürümeliyiz.”
UMUT AKDOĞAN: “İKTİDARA GELDİĞİMİZDE HÜKÜMET PROGRAMINI YAZACAĞIZ”
CHP Ankara Milletvekili Umut Akdoğan, CHP’nin 20’nci Olağanüstü Kurultayı’na ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Akdoğan yerel seçim öncesi yapılan kurultayda verilen taahhütlerin yerine getirildiğini belirtti. Yerel seçimlerde CHP’nin birinci parti çıktığını hatırlatan Akdoğan “İktidara geldiğimizde hükümet programını yazacağız onun için bu çalışmaların her biri çok önemli” diye konuştu.
Akdoğan şunları söyledi:
“Cumhuriyet Halk Partisi diğer siyasal partiler gibi siyasal organizasyonların her biri gibi değişimden, dönüşümden, yenilikten besleniyor. Partimiz 5-6 Kasım Kurultayında bir değişim yaşadı. O kurultayda hem önceki Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu hem de mevcut Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel taahhütlerde bulunmuşlardı. O taahhütlerin her biri partimizin gelişimine, değişimine, yenilenmesine, büyümesine fırsat veriyordu. Onları hemen uygulamak istedi parti yönetimi ancak mümkün olmadı yerel seçim arifesinde ve bugünleri söz vermiştik. Yaptığımız her bir tüzük değişikliği özellikle dijital demokratik katılım bunu çok önemsiyorum, çağa ayak uyduran bir Cumhuriyet Halk Partisi, sokak kadar hızlı koşan bir Cumhuriyet Halk Partisi, gençler kadar çabuk düşünen bir Cumhuriyet Halk Partisi, deneyimliler kadar iyi ölçen biçen bir Cumhuriyet Halk Partisi’ni ortaya çıkartıyor. Bir iktidar yolculuğundayız yerel seçimde partimiz birinci oldu şimdi bir genel seçim hemen olmalı ama ne zaman olursa olsun partinin buna hazırlanması gerekiyordu. Bu tüzük kurultayı bunun bir parçası daha sonra yapacağımız program çalışmaları bunun bir parçası olacak. İktidara geldiğimizde hükümet programını yazacağız onun için bu çalışmaların her biri çok önemli.
“3 dönem kuralı çok konuşulan bir şey, kulağa çok hoş geliyor”
Akdoğan, milletvekilliğine 3 dönem seçilme kuralına ilişkin ise “Gerçekten birinin 10 sefer milletvekilliği yapması kabul edilemez buna söyleyecek hiçbir şey yok” diyerek kuralı desteklediğini söyledi. Akdoğan, şöyle konuştu:
İktidara giden süreçte en önemli iki araçtan biri tüzük ve parti organizasyonumuzu düzenliyoruz, yeniliyoruz. Programla da iktidara geldiğimizde neler yapacağımızı söylüyoruz. Kuşkusuz eski tarihli bir programla yarının Türkiye’sini kuramayız veya aksak gördüğümüz, uygulamada yanlış olan veya uygulanmamış doğru sonuç vermiş ama bugüne uygun olmayan maddelerle bir yere varamayız. Dolayısıyla bu yenilik bizim için kaçınılmazdı. Dijital demokratik katılım çok önemli. Türkiye’de kamuoyunun ben bunu tartışmasını isterim. Gençlerin ve kadınların siyasete daha çok katılması konusunda önemli adımlar var. Bunun yanı sıra bazı yasal düzenlemeleri yapma zorunluluğumuz vardı. Partinin uyarı aldığı, ‘bunları yönetmelikte düzenlemelisiniz tüzüğe yazmalısınız’ dediği noktalar vardı. Bunları birazdan açıklayacaklar zaten, madde madde delegelerimiz görüşecek. 3 dönem kuralını uygulayan siyasal partiler yenileşiyor ama zaman zaman deneyim aktarımı bakımından bunun zararını görenler de oldu. Dolayısıyla 3 dönem milletvekilliği yapıp deneyim kazanmış siyasetçiler yeni gelecek milletvekillerine o deneyimini aktarmalı ve yeni gelenler bir daha en baştan deneyim edinmek zorunda kalmadan partide herhangi bir aksamaya sebep olmadan o yürüyüşü sağlamalı. 3 dönem kuralı çok konuşulan bir şey, kulağa çok hoş geliyor. Çünkü gerçekten birinin 10 sefer milletvekilliği yapması kabul edilemez buna söyleyecek hiçbir şey yok. Deneyim aktarımının olması partinin yürüyüşünde bir duraksama olmamasını sağlar ben 3 dönem kuralında orayı önemserim.”
ENSAR AYTEKİN: CHP DEĞİŞTİRECEK
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ensar Aytekin, kurultayı ANKA Haber Ajansı’na değerlendirdi. Kurultay’da sunulacak öneri ve görüşlerin, mahalleden başlayarak en üst kademeye kadar işlenerek derlendiğini söyleyen Aytekin, şunları kaydetti:
“İkinci Yüzyıl Değişim Kurultayı’ndayız. Tüzüğümüzü, örgütümüz ve delegelerimizle birlikte gözden geçireceğiz. İç hukukumuzun eksik yanlarını hep birlikte oy birliğine varan bir oranla yeniden düzenleyeceğiz. Sonra da ayın 7 ve 8’inde program kurultayı başlayacak. Cumhuriyet Halk Partisi ikinci yüzyıla yeni bir program ile köklerinden aldığı ilhamla programını değiştirmiş olarak gelecek. Biz bu kurultaya giderken genel merkezde bir hafta hazırlık yapıp örgütün önüne koymadık. Çalışmalar, mahallelerde başladı. Buralarda tartışıldı, konuşuldu, öneriler yoğruldu ve ilçelerden illere geldi. Sonra genel merkezde 81 il başkanımızla birkaç kez toplantı yaptık. Ardından tüzük komisyonumuzu tam üç kere topladık. Milletvekili grubumuzla saatlerce konuştuk ve parti meclisimizle konuşarak son halini verdik. Bu tüzük, örgütün tüzüğüdür, örgüt kendi önermiştir. Mahalleden başlamak üzere en üst kademeye kadar örgütün her kademesinden görüş alınmıştır. On binin üzerinde görüş ve öneri gelmiştir. Aynı öneriler bir araya toplanmış ve sonuç haline getirilmiştir.”
MURAT EMİR: İKTIDAR ADIMLARINI DAHA GÜÇLÜ ATACAĞIMIZ BİR KURULTAY OLACAK
CHP’nin tüzük değişikliklerinin ele alınacağı 20’nci Olağanüstü Kurultayı devam ediyor. CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, kurultay hakkında ANKA Haber Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu. Tüzükte çok önemli yenilikler olduğunu vurgulayan Emir, “Özellikle parti içi demokrasinin güçlendirilmesi ve yeni bir üyelik mimarisinin oluşturulması açısından uzun süredir bir çalışma süreci içerisindeydik. Aktif üyeliği tekrar tanımlayan ve parti içi demokrasiyi güçlendiren bir tüzük önerisiyle kurultaya geldik. Umuyorum ki bu tüzük önerileri iktidar adımlarını daha güçlü atacağımız, Türkiye’ye daha umut vereceğimiz bir kurultay olacak ve iktidar yolunda emin adımlarla devam edeceğiz” dedi.
Emir, genel başkanın kontenjan kullanmasıyla ilgili de şunları söyledi:
“Genel başkan yüzde 15 kontenjan kullanmıyor. Tam tersine mevcut tüzükte yüzde 15 kontenjan kullanabileceği hükmü var. Bu hükümden hareketle genel merkez ve genel başkan bunun nasıl kullanılacağını tarifliyor ve hükme bağlıyor. Yani kendi yetkisini devretmiş oluyor. Diyor ki ‘üçte birini mevcut milletvekillerinden kullanacağız, üçte birini kadın kolları ve gençlik kollarından üçte birini de örgütten.’ Çünkü bütün bu dengeleri kurmak zorundasınız, bunun için o kontenjanlar kullanılıyor. Ama daha öncekinde olduğu gibi ‘benim yüzde 15’im var bunu kullanırım’ demiyor. Tam tersi nasıl kullanacağını tarifliyor ve yetkisini bir ölçüde devretmiş oluyor. Bunu çok önemli bir demokratikleşme adımı olarak görmek gerekiyor. Genel merkez bu adımı atarak aslında kendini bağlıyor, daha demokratik bir tüzüğe dönüşüyor.”