2025 yılının Temmuz ayına kadar geçerli olacak güncel milletvekili maaşı 196 bin 775 TL olarak belirlendi. Belirlenen tutar 22 bin 104 TL olan asgari ücretin yaklaşık 8,9 katına denk geliyor. Emekli vekillerin maaşı ise 123.759 bin TL olarak belirlendi. Akıllardaki tek soru: Emekli vekil ne iş yapar? Millete katkısı nedir? Emekli vatandaşımızın mahkûm edildiği rakam ise 14 bin TL. Sabah akşam çalışıp günün sonunda heybesine anca kuru bir simit koyabilen emekçinin ömrü heba olurken birileri yine memleketin kaymağını iştahla yemeye devam ediyor. Adalet nerede? Eşitlik nerede? Hizmet statüsünde olan milletvekilliği meslek statüsüne ne zaman geçiş sağladı? “Milletvekili maaşı öğretmen maaşlarını geçmesin,” diyen Başbuğ Atatürk’e selam olsun…
Bir diğer konu ise eski ve yeni milletvekillerine trafikte muafiyet hakkı getirileceği konusu. Vekillerin hangi trafik kuralını ihlal ettiğine bakılmaksızın ceza ödemeyecek. Plakaya yazılan cezaları TBMM ödeyecek. Yani bir diğer anlamı ile milletin vergileriyle ödenecek. Vekiller trafikte de imtiyaz sahibi olacaklar. Bir vekil kaza yapıp ölüme sebep olsa “Vekildir, yapar.” deyip geçecek miyiz? Millet için var olan meclis, milletin sırtına büyük bir küfe olmuş durumda. Milletin vekili kavramı milletin efendisi olma yolunda hızla ilerlerken merhum Kemal Sunal’ın “Kibar Feyzo” filmindeki “Ağaya Beleş” repliği gerçek oldu. Geçtiğimiz günlerde uygun fiyatları ile gündem olan meclis lokantasındaki yemeklerden sonra bir de vekillere “ceza muafiyeti” kıyağı da eklendi. Bu milletin vergileri ile maaş alanların millete bu derece tepeden bakması adalet açısından kabul edilebilir değildir. Millet bir kuru ekmeğe muhtaç iken vekilin saltanat sürmesi anayasanın 10.maddesini kapsayan, demokratik bir toplumun temelini oluşturan eşitlik ve adalet ilkesine aykırıdır. Eğer milletin vekili olmuşlar ise millete örnek olmaları gerekir. Kırmızı ışıkta geçen, hatalı sollama yapan bir vekil, vatandaşın bu kurallara uymasını nasıl bekleyebilir? İnsanların belli bir kesimine ayrıcalık tanınması ancak demokrasi ile yönetilmeyen ülkelerde geçerlidir. Yasal yollardan ayrıcalıklı bir kesim yaratılmak istendiği aleni olarak ortadadır.
Medeni ülkelerde hiçbir bireyin suç işleme özgürlüğü yoktur. Bu akıl ve mantık dışıdır. İşlenen her suçun cezai yaptırımı vardır. Suç işleyen bireye makamı, mevkii ne olursa olsun imtiyaz tanınamaz. Ülke olarak Atamızın muasır medeniyetler hedefine neden ulaşamadığımız alenen ortada. Bu sınıfsal eşitsizlikler, toplumun bir kesimine üstünlük tanınması, millete hizmet etmesi gereken kesimin millete efendilik yapması durumu devam ettikçe uygarlık sadece bir hayal olarak kalmaktan öteye gidemeyecektir. Adalete, eşitliğe, kanunlara aykırı bu haksız karardan bir an evvel vazgeçilmelidir.