Türkiye siyaseti, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğu hakkında verdiği ihlal kararının kesinleşmesi ve ardından gelen MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “tahliyesi hayırlı olur” çıkışıyla yeniden hareketlendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da “Bu ülke bir hukuk devletidir, yargı ne derse o olur” sözleri, Ankara kulislerinde yeni bir sürecin habercisi olarak yorumlanıyor.
Yandaş yazar Abdulkadir Selvi, bugünkü köşe yazısında iktidar cephesinde konuşulan dikkat çekici bir iddiayı gündeme taşıdı. Selvi’nin aktardığına göre AKP içinde bazı isimler, “Yeni bir sayfa açalım, sadece Demirtaş değil, Osman Kavala gibi isimler de özgürlük paketine dahil edilsin” görüşünü savunuyor.
“Demirtaş’la Yetinmeyelim, Topluma Güven Aşılayalım”
Selvi’nin yazısına göre, AKP içerisinde bir kesim mevcut siyasi atmosferin “yeniden yumuşama süreci” ile dönüştürülebileceği kanaatinde. Bu çevreler, “Demirtaş tahliyesi Türkiye’nin hukuk güvenliği açısından olumlu bir mesaj verir. Ancak bunu tek bir dosya ile sınırlamak yerine, geniş kapsamlı bir özgürlük paketiyle desteklemek gerekir” değerlendirmesini yapıyor.
Bu öneriye göre, sadece Selahattin Demirtaş değil, uzun süredir cezaevinde bulunan iş insanı Osman Kavala gibi davalar da yeniden ele alınabilir. Böyle bir adımın, hem iç politikada “normalleşme” mesajı vereceği hem de uluslararası arenada Türkiye’ye nefes aldıracağı düşünülüyor.
Bahçeli’den Sürpriz Açıklama: “Tahliyesi Türkiye İçin Hayırlı Olur”
MHP lideri Devlet Bahçeli, haftalık grup toplantısında yaptığı açıklamada beklenmedik bir şekilde Demirtaş’ın tahliyesi için olumlu ifadeler kullandı. Bahçeli, “Hukuki yollar tamamlanmıştır. Tahliyesi Türkiye için hayırlara vesile olacaktır” dedi.
Bahçeli’nin bu sözleri, uzun süredir HDP ve Demirtaş’a yönelik sert tutumuyla bilinen MHP açısından “yeni bir dönemin işareti” olarak yorumlandı.
Bahçeli’nin daha önce de Ahmet Türk ve Ahmet Özer için “Tutuksuz yargılanmalı ve görevine iade edilmeli” ifadelerini kullanmış olması, bu çizginin süreklilik kazandığını gösteriyor.
Erdoğan’ın Mesajı: “Bu Ülke Yargı Ülkesi”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Demirtaş kararına ilişkin AİHM’in tutumuna değinerek, “Bu ülke yargı ülkesidir. Yargı ne derse biz ona uyarız” açıklamasında bulundu.
Erdoğan’ın bu sözleri, geçmişteki sert AİHM eleştirilerinden farklı bir tonda değerlendirildi. 2021 yılında “Avrupa Konseyi’nin Demirtaş ve Kavala kararlarını tanımıyoruz” diyerek açık bir rest çeken Erdoğan’ın söylemindeki bu değişiklik, “normalleşme süreci sinyali” olarak yorumlanıyor.
“Yeni Sayfa” ve “Yumuşama” Dönemi mi Başlıyor?
Abdulkadir Selvi’nin yazısında yer alan “özgürlük paketi” ifadesi, AKP içindeki reformcu kanadın yeniden güç kazandığına işaret ediyor. Bu kanada göre, uzun süredir tartışma konusu olan siyasi davalarda hukuki bir yumuşama sağlanması, hem toplumun nefes almasını sağlayacak hem de Avrupa Konseyi ve AB ile ilişkileri yeniden canlandıracak.
Selvi, yazısında şu değerlendirmelere yer verdi:
“AK Parti içinde sadece Demirtaş değil, Kavala gibi isimlerin de içinde bulunduğu bir özgürlük adımı konuşuluyor. Bu bir siyasi pazarlık değil, Türkiye’nin yeni bir sayfa açma iradesi olabilir. Özgürlükçü bir rüzgâr estirmek isteyenler var.”
Geçmişteki Sert Tutum Hatırlatılıyor
Erdoğan, 2021 yılında Avrupa Konseyi’nin Türkiye hakkında başlattığı yasal sürece tepki göstermiş ve şu ifadeleri kullanmıştı:
“Avrupa Birliği, Kavala’yla, Demirtaş’la ilgili aldığı kararları tanımıyoruz. Olay bu kadar basit. Bizim indimizde bunlar yok hükmündedir.”
Bu açıklamanın ardından Avrupa Birliği, Türkiye’nin üyelik müzakerelerini askıya almıştı. Ancak bugünlerde, özellikle ekonomik zorlukların gölgesinde Ankara’nın dış politikada yumuşama adımları attığı gözlemleniyor.
Sonuç: Ankara’da Denge Arayışı
AKP içinde dillendirilen “özgürlük paketi” tartışması, yalnızca yargı süreci değil, aynı zamanda Türkiye’nin siyasi atmosferi açısından da büyük önem taşıyor.
Demirtaş ve Kavala gibi isimlerin tahliyesi yönünde atılacak bir adım, hem yurt içinde “hukuka dönüş” mesajı verebilir hem de uluslararası alanda Türkiye’nin imajını güçlendirebilir.
Ancak kulislerde hâlâ temkinli bir hava hâkim. AKP içindeki bu görüşün saray tarafından ne ölçüde destekleneceği ve Bahçeli’nin açıklamalarının pratikte ne anlama geleceği önümüzdeki günlerde netleşecek gibi görünüyor.



















