Türkiye, 6 Kasım sabahına dikkat çekici bir gelişmeyle uyandı. Birçok tanınmış gazeteciye yönelik sabah erken saatlerde yapılan operasyon, hem medya çevrelerinde hem de siyasette büyük yankı uyandırdı. İstanbul merkezli yürütülen soruşturma kapsamında Şaban Sevinç, Yavuz Oğhan, Ruşen Çakır, Soner Yalçın, Aslı Aydıntaşbaş ve Batuhan Çolak’ın ifadeye çağrıldığı, bazı isimlerin evlerine polis ekipleri gittiği bildirildi.
SABAH SAATLERİNDE OPERASYON
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, sabah saatlerinde gazetecilerin adreslerine giderek ifade işlemleri için kendilerini emniyete götürdü.
Edinilen bilgilere göre, gazetecilerin gözaltına alınmadığı, yalnızca ifadelerinin alınacağı belirtildi. Ancak kolluk eşliğinde emniyete götürülmeleri ve telefonlarına el konulması kamuoyunda “fiili gözaltı” tartışmalarını gündeme getirdi.
TELEFONLARA EL KONULDU
Gazetecilerin cep telefonlarına, soruşturma kapsamında incelenmek üzere el konuldu. Bazı isimlerin avukatları, bu işlemin hukuki olmadığını savunarak tepki gösterdi.
Yavuz Oğhan’ın avukatı Hüseyin Ersöz, müvekkilinin ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakıldığını, ancak savcılığın yeniden değerlendirme talimatı üzerine telefonuna tekrar el konulduğunu açıkladı.
Ersöz, “Hukuken izahı olmayan bir durumla karşı karşıyayız. Serbest bırakılma tutanağı düzenlenmişken, yeniden işlem yapılması kabul edilemez.” dedi.
BAŞSAVCILIKTAN AÇIKLAMA
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada, soruşturmanın “İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü” dosyası kapsamında yürütüldüğü belirtildi.
Açıklamada, gazetecilerin “yalan bilgiyi alenen yayma” ve “suç örgütüne yardım etme” suçlarından ifadeye çağrıldığı, emniyetin yalnızca savunma almakla görevlendirildiği ifade edildi.
SERBEST BIRAKILANLAR VE DEVAM EDEN İFADELER
Günün ilerleyen saatlerinde Şaban Sevinç, Batuhan Çolak ve Yavuz Oğhan serbest bırakıldı.
Ancak Soner Yalçın ve Ruşen Çakır’ın ifadelerinin alınmaya devam ettiği bildirildi.
Aslı Aydıntaşbaş’ın ise yurt dışında bulunmasından dolayı henüz ifadesinin alınamadığı açıklandı.
SİYASET VE MEDYADAN TEPKİLER
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, gazetecilerin ifadeye götürülmesine tepki göstererek şu ifadeleri kullandı:
“Her sabah bir korkuya gark etmeye çalışıyorlar. Umudu örgütleyemeyenler, korkuyu örgütlemeyi seçmiş. Ama unutmamak lazım, karanlığın panzehiri bir tek ışıktır.”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut ise operasyonu “basına yönelik cadı avı” olarak nitelendirdi:
“Sabahın erken saatlerinde polis eşliğinde gazetecilerin evlerine gidilmesi kabul edilemez. Bu fiili gözaltıdır. Özgür basını susturma girişimidir.”
CHP’li Veli Ağbaba da elinde gazetecilerin fotoğraflarını göstererek, “Türkiye’nin gerçek resmi bu” sözleriyle tepki gösterdi.
RUŞEN ÇAKIR VE GÜRKAN HACIR ARASINDA POLEMİK
Olayın yankıları sosyal medyada da büyüdü. Gazeteci Gürkan Hacır, Twitter üzerinden gazetecilerin ifadeye çağrıldığını duyurdu. Bu paylaşımı alıntılayan Ruşen Çakır, henüz alınmadığını belirterek ironiyle yanıt verdi:
“Hızlı gazetecilik böyle olsa gerek. Henüz beni almadılar. Aslı da ABD’de. Bence silmeyin bunu torunlarınıza miras bırakın.”
Hacır ise “Kaynağım Sabah gazetesi” derken, Çakır, “Benim kaynağım da benim” sözleriyle yanıt verdi.
KAMUOYU YANKISI
Gazetecilere yönelik bu gelişme, hem medya dünyasında hem de kamuoyunda büyük tartışma yarattı. Basın özgürlüğü ve ifade hakkı konuları bir kez daha gündemin merkezine taşındı.
Gazetecilerin ifadeleri alınırken, sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütleri gelişmeleri yakından takip ediyor.
