İstanbul’da ünlü isimlere yönelik gerçekleştirilen uyuşturucu operasyonu, Türkiye’nin sanat camiasında büyük yankı uyandırdı. Özellikle oyuncular ve müzisyenler, operasyonun gerekçesiz ve keyfi olduğunu belirterek tepki gösterdi. Oyuncular Sendikası ve Müzik-Sen gibi önde gelen sendikalar, yapılan gözaltıların hem bireysel hak ihlali oluşturduğunu hem de kültür ve sanat alanına yönelik sistematik bir baskı girişimi niteliği taşıdığını vurguladı.
Oyuncular Sendikası Genel Başkanı Zuhal Olcay, yaptığı açıklamada, kanıt gösterilmeden gerçekleştirilen gözaltıların son derece sorumsuzca olduğunu ifade etti. Olcay, “Sanatını icra eden insanların hayatına gölge düşürmek ve soru işaretleri yaratmak kabul edilemez. Bu tür uygulamalar, hem sanatçının motivasyonunu hem de toplumsal algıyı olumsuz etkiliyor. Kanıtsız ve dayanağı olmayan gözaltılar, hukukun üstünlüğüne zarar veriyor” dedi. Olcay ayrıca, operasyonların genç sanatçılara olumsuz örnek teşkil ettiğini ve sektörün geleceğine dair kaygılar uyandırdığını sözlerine ekledi.
Müzik ve Sahne Sanatçıları Sendikası (Müzik-Sen) Genel Başkanı Fatih Özakoğlu da operasyonun kültür ve sanat alanında bir gözdağı niteliği taşıdığını belirtti. Özakoğlu, “Sanatçılar, şafak operasyonları ve ev baskınlarıyla gözaltına alınıyor. Sosyal medya paylaşımları, sahne performansları ve giyim tarzları gerekçe gösterilerek soruşturma açılıyor. Bu durum, devletin kültür sanat alanına müdahale ettiğine dair endişeleri güçlendiriyor. Gözaltılar, sanatçıların muhalif duruşuna yönelik bir tehdit unsuru haline gelmiş durumda” dedi. Ayrıca Özakoğlu, gözaltıların güçlü bir suç şüphesine dayanmadığını, ‘uyuşturucu kullanmaya özendirme’ gibi muğlak suç tanımlarının keyfi biçimde kullanıldığını ifade etti.
Sanat camiasının tepkisi, operasyonların yalnızca hukuki boyutuyla sınırlı kalmayıp kültür ve sanat alanının bağımsızlığıyla doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor. Özakoğlu, “Devletin uyuşturucu ile mücadele çabalarını destekliyoruz ancak günah keçisi olarak sanatçılar seçilmemeli. Çoğu gözaltı, muhalif tavır sergileyen sanatçılara yönelik gibi görünüyor. Bu durum toplumsal güveni zedeliyor ve kültür-sanat ortamını baskı altına alıyor” dedi.
Uzmanlar, bu tür operasyonların uzun vadede sanatsal üretimi ve kültürel yaşamı olumsuz etkileyeceğine dikkat çekiyor. Sanatçılar, hukuki sürecin şeffaf yürütülmesini ve operasyonların toplumsal algıda korku yaratmamasını talep ediyor. Özellikle genç sanatçılar ve müzisyenler, keyfi gözaltıların yarattığı endişe nedeniyle özgürce üretim yapma konusunda zorlanıyor.
Sanatçı sendikaları, devletin uyuşturucu ile mücadele kararlılığını desteklerken, bu mücadelenin adil ve ölçülü olmasını, suç isnatlarının somut delillere dayanmasını ve sanat dünyasına yönelik operasyonların bir baskı aracına dönüşmemesini istiyor. Operasyonlar, sanatçılar üzerinde yarattığı psikolojik baskının yanı sıra, toplumun kültür ve sanat anlayışına dair de soru işaretleri doğuruyor.


















