AK Parti tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan yeni vergi paketi, özellikle gayrimenkul sahiplerini yakından ilgilendiren önemli bir değişikliği beraberinde getiriyor. Yıllardır uygulanan 47 bin TL’lik kira geliri istisnasının kaldırılması, hem ekonomik hem de sosyal açıdan ciddi tartışmaları gündeme taşıdı.
Vergi Adaletine Katkı mı?
Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu düzenlemeyle vergi tabanını genişletmeyi ve kayıt dışı kira gelirlerini azaltmayı hedefliyor. Özellikle büyük şehirlerde artan kira fiyatları, birçok mülk sahibinin yüksek gelir elde etmesine rağmen görece düşük vergi ödemesi sonucunu doğuruyordu. Bu açıdan bakıldığında, istisnanın kaldırılması, gelir düzeyine göre daha adil bir vergi sistemi oluşturma amacına hizmet ediyor gibi görünebilir.
Ancak Küçük Ev Sahipleri İçin Durum Farklı
Ancak her mülk sahibi aynı konumda değil. Türkiye’de birden fazla konutu olan yüksek gelir gruplarının yanında, tek evi miras kalan veya emekli maaşı dışında geçim kaynağı olmayan vatandaşlar da mevcut. Bu kişiler, çoğu zaman kiradan elde ettikleri geliri geçimlerine destek olarak kullanıyor. Dolayısıyla, 47 bin TL’lik istisnanın kaldırılması, bu kesim için ciddi bir ek mali yük anlamına geliyor.
Yeni düzenleme ile birlikte, bir evini kiraya veren orta gelirli bir vatandaşın yıllık ortalama 7 bin TL daha fazla vergi ödeyecek olması, özellikle sabit gelirli bireyler için sıkıntı yaratabilir.
Emekliler Muafiyet Kapsamında
Olumlu bir gelişme olarak, düzenlemenin emekli, dul ve yetim aylığı alan vatandaşları kapsam dışında tutması dikkat çekiyor. Bu kesim için mevcut istisnanın devam etmesi, sosyal adalet açısından doğru bir adım olarak değerlendirilebilir. Ancak, emekli olmayan düşük gelirli mülk sahipleri açısından bu koruma mekanizmasının bulunmaması, eleştirilerin yönünü değiştirebilir.
Ekonomik Etkiler ve Beklentiler
Vergi istisnasının kaldırılması, devlet bütçesine kısa vadede ek gelir sağlayabilir. Ancak kira gelirlerinin artan vergilendirilmesi, bazı mülk sahiplerinin bu maliyeti kiralara yansıtma ihtimalini de gündeme getiriyor. Bu durumda, özellikle büyük şehirlerde zaten yüksek seyreden kira fiyatlarının daha da artması söz konusu olabilir.
Uzmanlara göre, düzenlemenin kalıcı bir vergi adaleti sağlaması için yalnızca istisna kaldırılması yeterli değil; denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi, kira beyan sisteminin dijitalleştirilmesi ve kayıt dışılıkla etkin mücadele edilmesi gerekiyor.
Sonuç
Yeni vergi paketi, kamu gelirlerini artırma hedefiyle hazırlanmış olsa da, vergi yükünün kimlerin omzuna bineceği konusunda dikkatli bir denge gözetilmesi gerekiyor. Ekonomik kriz, yüksek enflasyon ve artan yaşam maliyetleriyle mücadele eden vatandaşlar açısından, bu tür düzenlemeler adil bir gelir dağılımı politikasıyla desteklenmediği sürece tepkiyle karşılanabilir.


















