Kanada ve Avustralya’da şimdiye kadar benzeri görülmemiş toplu arı ölümlerinin ardından gözler, arıcılık sektöründe önde gelen ülkelerden biri olan Türkiye’ye çevrildi. Dünyada kovan sayısında 2. sırada, bal üretiminde ise 6. sırada gelen Türkiye’de de ciddi kayıplar yaşandığı belirtilirken; toplu ölümlere en büyük neden olarak tarımsal ilaçların bilinçsiz kullanımı ve pratiğe dayanmayan arıcılık eğitimleri gösterildi.
Kanada’da geçtiğimiz ay başlayan toplu Arı ölümleri, ülkede daha önce benzeri görülmemiş bir kayba yol açtı. O kadar ki Kanada, yeni kolonilerin kurulması için ABD, Şili, Yeni Zelanda, Danimarka, Ukrayna, İtalya ve Malta’dan kraliçe arı ithalatına izin verileceğini açıkladı. Bazı arıcıların kayıplarının yüzde 98’e kadar ulaştığı; toplu arı ölümleri nedeniyle sektörün kaybının 1 milyar doları geçebileceği belirtildi. Kanada’da bu yıl görülen arı ölümlerinin sorumlusu olarak ‘varroa’ adında bir parazit gösteriliyor. Ancak arıcılığın etkilendiği ülke sadece Kanada değil. Son dönemde Avustralya arıcılık sektörünün de sel baskınları ve orman yangınlarından hiç olmadığı kadar olumsuz etkilendiği ifade ediliyor.
Toplu arı ölümleri haberleri dikkatleri, dünyada Kovan varlığıyla ikinci sırada; bal üretiminde ise altıncı sırada yer alan Türkiye’ye çekti. Düzce Üniversitesi Arıcılık Araştırma, Geliştirme ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu, Türkiye’de de yaşanan arı ölümlerinin bölgesel olarak değiştiğini belirterek, “Bu yıl Güney’de ciddi kayıplar oldu hatta arılarının tamamını kaybeden arıcılar var. En büyük neden de tarımsal ilaçlar ve hiç tanımlanamayan virüslerin etkileri. Toplu arı ölümlerini çok önemsemeliyiz, gıdanın ve tarımın geleceği arıların kanatlarında” dedi.
UYGULAMALI EĞİTİM
Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından geçtiğimiz haftalarda arı ölümleriyle ilgili yetiştiricilere yazı gönderilmiş ve ilaçlamaların akşamüzeri veya sabah erken saatlerde yapılması, zararlı organizmalara karşı öncelikli olarak arılar için zehirli olmayan ürünlerin seçilmesi gerektiği belirtilmişti. Tarım ilaçlarının bilinçsiz kullanımının tüm ısrarlara rağmen devam ettiğini söyleyen Kekeçoğlu, “Arılar ya ölüyor ya da kovanlarına geri dönemiyorlar. Arıcıların yanlış uygulamaları da toplu ölümlerde çok önemli bir faktör. İklim değişikliğinin de etkileri çok büyük. Kısa süreli arıcılık eğitimlerinin pek çoğunda uygulamalı eğitim yapılmadan, sadece teorik eğitim veriliyor. İyi niyetle başlatılan bir iş ancak zararları çok büyük oluyor” değerlendirmesinde bulundu.
HASTA KOVANLAR SAĞLIKLILARI DA ETKİLİYOR
Türkiye’de de arı ölümlerinin yüzde 50’lere kadar gelebildiğini belirten İstanbul Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Onur Çilenk, bilinçsiz üretim nedeniyle kayıplar yaşanabileceğini söyleyerek, “Toplamda 80 saatlik derslerle arıcılık eğitimi verilip, bir meslek kazandırılması amaçlanıyor. 80 saatte arıcılık öğrenilemez. 80 saatin sonunda 10 kovanla işe başlanıyor. 10 kovanla yapılan bilinçsiz arıcılık, 100 tane kovanı da öldürebiliyor. Toplu arı ölümlerinde tarım ilaçları da çok önemli bir etken” dedi.
‘SEKTÖRÜN GELECEĞİ BELİRSİZ’
Kanada Bal Konseyi Direktörü John Van Alten Hürriyet’e yaptığı açıklamada, tarihi seviyelerdeki kayıpların ardından gerçekçi tablonun temmuz ayı ortalarında çıkacağını belirtti. John Van Alten, “Kanada’da bal arılarının yaklaşık yüzde 50’si telef oldu. Yaban mersini yetiştiricileri, tozlaştırma için arı bulmaya çalışıyor. Arıların sürdürülebilirliği konusunda bir çalışma grubu oluşturuldu. Bundan sonra kraliçe arı üretimi odak nokta olmalı ve teşvik edilmeli. Şu an için sektör belirsiz bir gelecekle karşı karşıya” açıklamasını yaptı.