Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, hafta sonu yaptığı açıklamada, nükleer enerjili seyir füzesi Burevestnik (Rusça’da “fırtına kuşu”) projesinin son test aşamasının başarıyla tamamlandığını duyurdu. Kremlin’in paylaştığı verilere göre füze test sırasında yaklaşık 15 saat uçtu ve 14 bin kilometre mesafe katetti.
Açıklama, uluslararası savunma ve siyaset çevrelerinde hem teknik hem de stratejik olarak yakından takip ediliyor. Uzmanlar, füzede kullanılan nükleer tahrik teknolojisinin sağladığı uzun uçuş süresinin ve alçak irtifada uçma kabiliyetinin (15–200 metre) Batı’nın hava savunma sistemlerini zorlayabileceğini söylüyor. Ancak birçok analist, şu aşamada Burevestnik’in operasyonel görünürlüğünün sınırlı olduğunu belirtiyor.
Burevestnik nasıl çalışıyor? Uzman açıklamaları
Burevestnik, klasik kimyasal yakıtlı seyir füzelerinden farklı olarak küçük bir nükleer reaktör üzerine inşa edilmiş bir tahrik sistemine sahip. Fransız Strateji ve Savunma Araştırmaları Enstitüsü’nden uzman Amaury Dufay, reaktörün çevresindeki havayı ısıtarak itme kuvveti ürettiğini; bunun da füzeye çok uzun uçuş süreleri ve menzil sağladığını aktarıyor:
“Reaktör devresinin ısıttığı hava, yüksek hızla dışarı atılıyor; bunun sonucunda füze klasik yakıta göre çok daha az ‘yakıt tüketir’ gibi uzun menzile erişiyor — bir otomobilin kilometrede daha az yakıt harcaması gibi düşünülebilir.”
Dufay’a göre Burevestnik’in hedefi, uzun süre alçak irtifada kalarak radar ve hava savunma sistemlerini aşmak. Fransız nükleer uzman Heloise Fayet ise füzeyi nispeten yavaş buluyor ve bunun manevra kabiliyetini kısıtlayabileceğini belirtiyor.
Test verileri: 15 saat, 14 bin kilometre — ABD’ye ulaşabilir mi?
Son testte verilen mesafe ve süre değerleri, füzenin potansiyel menzilinin Amerika kıtasına doğrudan ulaşabilecek kapasitede olduğu yorumlarına yol açtı. Dufay, füzelerin rotasını Latin Amerika üzerinden dolandırarak ABD’ye ulaşabileceğini, özellikle savunması görece zayıf bölgelerden Kuzey Amerika’ya giriş yapılabileceğini belirtti.
Ancak uzmanlar bu tür bir kabiliyetin pratikte ne ölçüde uygulanabilir olduğuna dair kuşkular da taşıyor: füzenin yavaş hızının tespit ve etkisizleştirme ihtimallerini değiştirebileceği, ayrıca operasyonel konuşlandırma altyapısı ve doktrinlerinin henüz oluşmadığı vurgulanıyor.
Stratejik amaç ve olası kullanım senaryoları
Rus analist Dimitri Stefanoviç, Burevestnik’in amacını, ABD’nin planladığı veya hali hazırdaki füze savunma ağlarını — Trump yönetiminin önerdiği “Altın Kubbe” gibi sistemleri de kapsayan ağları — aşmak olarak tanımlıyor. Fayet ise bu tür silahların “istikrarsızlaştırma silahı” işlevi gördüğünü; yani doğrudan sahadaki etkinlikten çok, karşı taraf üzerinde politik ve maddi baskı unsuru oluşturmayı hedeflediğini söylüyor.
Bazı analistler Burevestnik’i, klasik balistik veya seyir füzelerinin önünü açmak için düşmanın füze savunmasını yıpratacak veya meşgul edecek bir unsur olarak değerlendiriyor. Yavaş ve alçaktan uçan bir platformun, uzun menzili ve manevra potansiyeliyle savunma sistemlerini yorabileceği, böylece daha yüksek hızlı sistemlerin etkili olmasını kolaylaştırabileceği öne sürülüyor.
Operasyonel duruma ilişkin uzman uyarıları: Henüz tam operasyonel değil
Heloise Fayet ve diğer uzmanlar, Burevestnik’in şu an için tam operasyonel bir silah olarak görülmemesi gerektiğini vurguluyor:
Konuşlandırma altyapısı: Füzenin etkili şekilde hizmete alınabilmesi için konuşlandırma, lojistik ve bakım altyapısına ihtiyaç var.
Kullanım doktrini: Nükleer enerjili seyir füzeleri için uygun taktik ve stratejik doktrinler oluşturulmalı.
Güvenlik ve denetim: Reaktörlü bir füzede güvenlik ve radyasyon kontrolü kritik; operasyonel kullanım riskleri yüksek.
Fayet, “Füze henüz operasyonel değil; ne konuşlandırma altyapısı ne de kullanım doktrini mevcut” diyerek, testin daha çok teknoloji gösterisi ve siyasi mesaj içerdiğini belirtiyor.
Radyoaktivite riski: Testler temiz miydi?
Test sırasında Norveç radyasyon izleme ajansının kapsama alanına girmesine rağmen herhangi bir radyoaktif faaliyet tespit edilmediği bildirildi. Kapsamlı Nükleer Deneme Yasağı Anlaşması (CTBT) kapsamındaki istasyonlar da testle ilişkili radyoaktif etkinlik kaydetmedi.
Buna rağmen, Dufay gibi uzmanlar füzenin reaktörlü yapısının potansiyel radyoaktif kirlenme riski doğurabileceğine işaret ediyor:
“Reaktör devreye girdiği anda füzenin kendisi radyoaktiftir. Çok yakına giderseniz radyasyona maruz kalırsınız; bu da testleri ve operasyonları sınırlayabilir.”
Bu tür teknolojilerin taşınması, depolanması ve kullanımı sırasında ortaya çıkabilecek sızıntı ve kazalar, hem çevresel hem de insani riskler barındırıyor.
Politik ve jeostratejik boyut: Mesaj kuvvetli, etki tartışmalı
Uzmanlara göre Burevestnik’in stratejik etkisi şimdilik sınırlı; bununla birlikte Putin yönetiminin testleri kamuoyuna duyurmasının politik mesajı güçlü:
Düşman üzerinde psikolojik ve diplomatik baskı: Yeni, sıra dışı teknolojilerin sergilenmesi, muhatapların savunma harcamalarını ve stratejik planlamalarını etkileyebilir.
İç ve dış politik kazanım: Kremlin, teknolojik ilerlemeyi ülke içi meşruiyet için de kullanabilir; aynı zamanda karşı tarafı kaynak ayırmaya zorlayabilir.
Savunma harcamalarında domino etkisi: Fayet’in işaret ettiği gibi, ABD ve müttefiklerinin savunma programlarına yönelik baskı ve bunun getireceği maliyetler gündeme gelebilir.
Dufay, Putin’in amacının rakibi “Altın Kubbe” gibi büyük savunma projelerine yatırım yapmaya zorlamak olabileceğini ileri sürüyor; bu tür projeler devasa kaynak gerektireceğinden siyasi ve ekonomik sonuçları olabilir.
Uzman değerlendirmelerinin özeti
Amaury Dufay: Nükleer tahrik sayesinde uçuş süresi ve menzilin dramatik biçimde arttığını; bu sayede füzenin alçak irtifada uzun süre kalarak tespit edilmesinin zorlaşacağını belirtiyor.
Heloise Fayet: Füzenin nispeten yavaş olduğunu ve bunun manevra kabiliyetini kısıtlayabileceğini; ayrıca füzenin henüz operasyonel olmadığını vurguluyor.
Dimitri Stefanoviç: Silahın temel amacının Batı’nın füze savunmasını yıpratmak olduğunu söylüyor.
Uzmanlar, teknolojinin varlığını ve potansiyelini kabul ederken, pratik operasyonel uygulanabilirlik ve riskler konusunda temkinli yaklaşılmasını öneriyor.
Sonuç: Yeni bir dönemin işareti mi, yoksa geçici bir güç gösterisi mi?
Burevestnik’in 15 saatlik, 14 bin kilometrelik testi, Rusya’nın askeri-tekno profilini öne çıkaran bir adım olarak okunuyor. Testin teknik başarıları ve elde edilen veriler, nükleer tahrikli seyir füzelerinin mümkün olduğuna dair kanıt sunuyor. Öte yandan, uzmanlar teknolojinin henüz pratik, güvenli ve sürdürülebilir bir operasyonel yeteneğe tam olarak dönüşmediğini belirtiyor.
Neticede, Burevestnik hem askeri hem de diplomatik planda güçlü bir sinyal veriyor: Moskova hâlâ stratejik ve teknolojik alanda sürprizler yapabilecek kapasitede. Bununla birlikte, gerçek dünyadaki etkisinin ve kullanılabilirliğinin değerlendirilmesi için daha fazla teknik şeffaflık, test verisi ve uluslararası gözlem gerektiği vurgulanıyor.



















