Bu sezon 20 puan farkla şampiyon olan Pendikspor’un hocası Osman Özköylü, TFF 1. Lig’deki hedeflerini anlatırken Barcelona döneminden bu yana Guardiola hayranı olduğunu belirtti. Özköylü Süper Lig gündemiyle ilgili de çarpıcı açıklamalar yaptı.
Pendikspor’la TFF 2. Lig’de şampiyonluk yaşayan tecrübeli teknik adam Osman Özköylü, Spor Arena’nın sorularını yanıtladı.
Kulübün tesislerinde gerçekleştirdiğimiz röportajda samimi açıklamalar yapan Özköylü, Barcelona döneminden bu yana Pep Guardiola’yı takip ettiğini belirtirken “Nuri Şahin Jurgen Klopp’un analistlerine gönderip takımda görünen eksiklikler veya artılar ile ilgili yardım alıyormuş. Keşke ben de Guardiola’ya ulaşabilsem” ifadelerini kullandı.
Osman Özköylü röportajının tamamı:
Pendikspor ilk kez 1. Ligde. Başarının mimarlarından birisi olarak duygu ve düşünceleriniz nedir?
Kurulduktan 72 yıl sonra kulübümüzün en büyük başarısı 1. lige yükselmek oldu. Takımın teknik direktörü olarak böyle bir başarıya imza atmak çok gurur ve mutluluk verici. Ekibim ve futbolcularımla beraber böyle bir başarıda ismimizin geçmesi hep özeldir. Kulübümüzün bu noktaya gelmesini sağlayan başkanımız Mustafa Şahinyılmaz ve yönetim kuruluna, Pendikspor A.Ş’nin yönetim kurulu başkanı Mustafa Türkoğlu’na ve kulüpte yer alan herkese teşekkür etmek istiyorum. Başarının tadını çıkarıyoruz ama zamanımız dar, gelecek sezon iyi bir takım yaratmak için çalışacağız.
Semtte coşkulu bir şampiyonluk kutlaması yapıldı. Nasıl buldunuz?
Şampiyonluğa yakışır bir kutlama yaptık. Üstü açık otobüsle Pendik’te yaptığımız şehir turu ve halkın katılımı gerçekten çok coşkuluydu. Daha önce Erciyesspor’da ve Elazığspor’da şampiyonluklar yaşadım, ama burada farklı bir ambiyans oldu. Pendik bir ilçe takımı ama ona rağmen kutlamalarda çok iyiydiler, bizi gururlandırdılar. Teşekkür etmemiz gereken birisi de kulübümüzün eski başkanı ve Pendik Belediye Başkanı Ahmet Cin’dir. Maddi ve manevi kulübümüze yapabileceği her türlü fedakarlığı sezon boyunca yaptı.
Pendikspor’daki hedefleriniz büyüdü mü?
Takıma ilk geldiğimde Levent Devrim hoca ve ekibi vardı. Yaşadığı talihsiz hastalıktan dolayı doktorunun tavsiyesi üzerine idareyi bırakması gerekiyordu. Kulüp yönetimindeki arkadaşlar benimle iletişime geçtiler. Levent hocanın emekleri çok büyük, kısa sürede büyük iş yaptı. Biz ondan lider bir takım aldık ve lider takımı sonuca ulaştırmaya çalıştık. Geldiğim gün 2. Lig seviyesine göre iyi bir kadro vardı. Elimizden geleni yaparak takıma katkı yapmaya çalıştık ve 20 puan farkla ligi bitirmeye beş hafta kala şampiyon olduk. Yeni adımlar atıp Pendikspor’u artık farklı bir yere ulaştırmak istiyoruz. Tabii ki şampiyon olup Süper Lig’e çıkacağız demiyorum ama ayakları yere sağlam basan, iyi futbol oynayan bir takım oluşturmaya çalışıyoruz. 1. ligde ses getiren bir Pendikspor olacak.
Yönetim ile yeni sezonun planlamasını görüştünüz mü?
Takımın yeni sezonuyla alakalı değişim sürecini konuşacağız. Hangi oyuncular gidecek, kimlerden yararlanabiliriz bunların raporlarını vereceğiz ve yöneticilerimizle bunun istişaresini yapacağız. İstediğimiz transferleri ve mevkilerini konuşacağız. Diğer yandan kulübümüzde ciddi değişim çalışması başlatıldı. Sahalarımız sıfırdan yenilenecek çünkü uzun yıllardır aynı zeminde oynuyorduk. Belki yarısı hibrit çim olacak, bulunduğumuz yerden dolayı kışın karın kalma süresi birkaç günü buluyor ve bizi çok engelliyor. O şartlara imkan tanıyacak zeminler yapmamız gerekiyor. Tesis binamız 20 yıllık ve komple yıkılıp yeni bir bina yapılacak. Yöneticilerimiz çalışmalarını devam ettiriyor, hepsini konuşuyoruz.
Ligde nasıl bir Pendikspor göreceğiz?
Ligdeki en az 8-9 takımın Süper Lig yarışında olacağı bir sezon olacak gibi görünüyor. Önümüzü görüp ona göre bir kadro kurmamız gerekiyor. Olabilecek tüm zorluklara karşı iyi bir kadro kurmak zorundayız. Transferle ilgilenen yöneticilerimizle görüşmüştük artık somut adımlar atacağız.
GECE GÜNDÜZ MAÇ VE GÖRÜNTÜ İZLİYORUZ, GUARDİOLA HAYRANIYIM…
Oyun tarzınızı ve futbolculardan beklentinizi nasıl açıklıyorsunuz?
Bizim ismimiz ve oynattığımız futbol yeteri kadar gündeme gelmedi ama ben Guardiola hayranıyım. Barcelona’dan bugüne hep onun takipçisiyiz. Ben ve ekibim hep onları takip ediyoruz ve oynattıkları oyunu kendi ligimize göre ve oyuncu profiline göre adapte etmeye çalışıyoruz. Hep hücumu düşünen ve kazanma odaklı takımlar oluşturmak istiyorum. Topa sahip olan, kaybettiği topu kısa sürede geri alan bir oyun yapısı oluşturmak istiyorum. Pendikspor’da da benzerini yaptık, oyuncularımız büyük keyif alıyor. Herhangi bir antrenör ismi vermeyeceğim ama birileri bir şeyler yaptırınca gündem oluyor. Ben Elazığspor’da şampiyon olduğum 2010’dan beri bahsettiğim oyunu oynatmaya çalışıyorum. Beni yıllardır takip eden insanlar, takımımı gördüğü zaman bana ait olduğunu bilirler. Ekip arkadaşlarımla beraber çok emek harcıyoruz, gece gündüz maç ve görüntü izliyoruz. Oyuncularımıza yeni şeyler göstermeye çaba harcıyoruz. Rakipleri nasıl şaşırtabiliriz, oyun içerisinde nasıl değişiklikler yapılabilir, top bizdeyken ve kaybettiğimizde neler yapılabilir… Her detay üzerinde gelişmeye çalışıyoruz. Üst düzey takımların antrenmanlarını izleyerek değişen futbolu takip etmeye çalışıyoruz. Kolay olmuyor, bizim oyuncularımızda geçmişten gelen alışkanlıklar var ve o alışkanlıkları terk etmek istemiyorlar. Türkiye’de topun gerisinde beklemek, topu kaptığında ise hızlı hücumla atak yapmaya alışılmış. Bu tembelliktir. Biz istediğimiz sistemi kabul ettirebiliyoruz ama elimizdeki oyuncu grubu çok önemli. Sisteme olan inanç çok önemli. Hep “Bize inanın, sisteme inanın. Bu sistem sizi farklı bir noktaya getirecek. Bu sistem sizi şampiyon yapacak.” diyorum.
BU ÜLKEDE TORRENT TARTIŞILIYOR!
Altyapı yatırımları konusunda kulübün politikasını nasıl yorumlarsınız?
Pendikspor özellikle pandemi öncesine kadar altyapıdan oyuncular çıkartan bir ekipti ama şirketleşmeden sonra hedef bir takım olmaya başlayınca tabii ki dışarıdan transfer sayısı fazlalaştı. Ancak altyapıya çok fazla önem veriyoruz, Pendik sınırları içerisindeki amatör takımlardan çok fazla oyuncu geliyor. Ben 2010 senesinde buradan Elazığspor’a oyuncu transfer ettim. Burada çok ciddi potansiyel var. Altyapı kendi başına büyük bir ekonomi ve tesis isteyen birim. Ekonomik yapımızın biraz daha güçlenmesi ile beraber daha etkili çalışabileceğiz, tesislerimiz yenileniyor. Altyapı, A takım antrenörüne bağlı olmalı ama ülkemizde teknik direktör istikrarı olmadığı için istediğimiz sistemi altyapıda oluşturamıyoruz. A takıma uygulanan sistem, altyapı oyuncularına uygulanmalı ki oyuncu A takıma çıktığı zaman sisteme alışması için beklenmesin. Türkiye’de böyle bir anlayış yok, her şeyde günlük sonuçlara göre hareket ediyoruz. Bu ülkede Domenec Torrent gibi bir hoca tartışılacak vaziyete geldiyse, Abdullah Avcı’ya Beşiktaş’tayken 15 hafta sabredilemiyorsa dönüp kendimize bakmamız lazım.
JAHOVİC ÇOK ÖZEL BİR OYUNCU
Süper Lig ekiplerinden transferlerini düşündüğünüz oyuncular var mı? Jahovic’i Pendikspor formasıyla görebilir miyiz?
Jahovic gündeme geldi. Menajeri ile iletişime geçilmişti, bana soruldu fikrimi söyledim. Jahovic çok özel ve kaliteli oyuncu. Bizim ligimizde çok fark yaratabilir ama ekonomik şartları ve oyuncunun tercihinde kararı onlar verecek. Süper Lig’den isteyeceğimiz oyuncular olursa buraya ne kadar adapte olur ve ekonomik şartları nasıl olur? Bunların cevaplarını başkanımız ve transfer komitesi belirleyecek.
Süper Lig’de 7, belki de 8 İstanbul ekibi olacak. Sayının bu kadar fazla olması ligin dengesini bozacak mı?
Çok köklü camialar küme düştü ya da ortada yok. Plansızlık ve yönetim sorunlarından dolayı kulüpler borç batağına girdi. Tam tersi örnek olarak Pendikspor A.Ş borçsuz ve sorunsuz olarak bir yatırımcıya satıldı. Durum böyle olunca bu işe girilebilir ama bunun dışında kulüplerin çoğu böyle değil. İstanbul, Türkiye’nin can damarı. Oyuncu transferi kolay, herkes buraya çok rahat gelebiliyor. Diğer şehir takımlarına göre oyuncuları daha az maliyetle getirebiliyorlar. Londra’da da en az 6-7 takım var. Orada İstanbul ile olan durum aynı. Böyle olunca çok bir şey söylenemiyor.
TFF BAŞKANI SAFFET SANCAKLI OLSUN
16 Haziran’da Türkiye Futbol Federasyonu seçimleri var. Sizce yeni başkan nasıl bir profil olmalı?
Milli takımlarda beraber oynadığım Saffet Sancaklı, spor yasasının çıkması için büyük emek harcadı. Masaya yumruğunu vurabilecek böyle bir figürün başkan olması gerekiyor. TFF’nin başında kulüplerin sürekli ihtiyaçlarını karşılayan değil kendi yapısını oluşturmuş bir yönetimin olması lazım. Federasyon kulüplere değil, kulüpler federasyona uymalı. Kulüplerin yönettiği bir TFF oluşmaya başladı. Saffet Sancaklı böyle bir duruş gösteriyor.
NURİ ŞAHİN KLOPP’U ARIYOR KEŞKE BEN DE GUARDİOLA’YA ULAŞABİLSEM
Yeni teknik direktörlerden kimi beğeniyorsunuz?
Nuri Şahin Antalyaspor’daki performansı ile parlıyor. Çok ciddi çıkış gösterdi. Nuri Şahin ile ilgili bir makale okumuştum. Antrenör olmayı aklına koymuş ve kendisini çok geliştirmiş. Çok büyük hocalarla, çok büyük takımlarla çalıştı. Takımının maçlarını Jurgen Klopp’un analistlerine gönderip takımda görünen eksiklikler veya artılar ile ilgili yardım alıyormuş, bunu duydum. Çok güzel bir şey bu. (Gülerek) Keşke ben de Guardiola’ya ulaşabilsem. Ama pro lisansı olmadan takımın başında olmasını sıkıntılı görüyorum. Lisans olarak yeterliliği olmayan insanların takım çalıştırmasının önüne geçilmesi lazım. Bizim takımlarımız, pro lisansı olan ama geri planda kalmış ve işi bırakmış insanları kulübede oturtup basın toplantılarına çıkarıyor. Bunlar doğru şeyler değil, Nuri Şahin kulübede direktif verebiliyorsa röportaj da verebilsin.
JORGE JESUS POPÜLİST HAMLE
Fenerbahçe’de İsmail Kartal yerine yabancı marka bir teknik direktörün geleceği belirtiliyor. Sizce İsmail Kartal’a haksızlık yapılıyor mu?
Fenerbahçe en büyük hatayı Aykut Kocaman’ı göndererek yapmıştı, Ali Koç bunu söyledi. Benzer bir hatayı şimdi de görüyorum. Jorge Jesus çok büyük bir isim, bu hamleyi taraftarı mutlu edecek popülist bir tutum olarak görüyorum. İsmail Kartal ağzıyla kuş tutsa bir kıymeti yok. İsmail hoca gelirken takımın hali ortadaydı, maalesef adınız İsmail Kartal olunca işler böyle oluyor.