Kalın bağırsak (kolon) ve rektum kanserleri tüm dünyada her geçen gün yaygınlaşıyor. Sağlık Bakanlığı’nın istatistiklerine göre kolon kanserinin en sık görülen ilk 5 kanser arasında yer aldığını belirten Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Abdulcabbar Kartal, “Her yaşta görülebilmesine rağmen en sık 50 yaşından sonra kolon kanserine rastlanıyor.
Haberin Devamı
Kolon kanserinin ortalama görülme yaşı 63. Kolon kanserlerinin kesin sebebi bilinmemekle birlikte ileri yaş, polipler, ailede kolorektal kanser öyküsü, ülseratif kolit veya Crohn hastalığı, genetik bozukluklar, familyal adenomatöz polipozis (FAP), sigara ve hayvansal yağdan zengin beslenme bu hastalık için risk faktörüdür” açıklamasında bulundu
Kalın bağırsak kanserlerinden korunmada tarama yöntemlerinin yanı sıra riski azaltıcı bazı basamakların olduğunu hatırlatan Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Abdulcabbar Kartal, “Örneğin fiziksel egzersiz, aşırı kilolardan kurtulmak, sigara kullanmamak, yüksek lifli, düşük yağ içerikli gıdaları tüketmek kolon kanseri riskini azaltıyor” dedi.
Belirtiler tümörün evresine ve bulunduğu yere göre değişiklik gösterebiliyor.
Kolorektal kanser gelişen bir hastada bağırsak alışkanlıklarında değişiklikler, ishal, kabızlık, bağırsakta tam boşalmama hissi, dışkıda kan (parlak ya da koyu kırmızı), normalde olduğundan daha ince dışkılama, genel abdominal rahatsızlık (gaz, kramplar, şişkinlik), bilinen bir neden olmaksızın kilo kaybı, sürekli yorgunluk, bulantı ve kusma gibi şikayetlerin görülebildiğine dikkat çeken Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Abdulcabbar Kartal, “Kalın bağırsak kanserlerindeki bulgu ve belirtiler, tümörün evresine ve tümörün bulunduğu yere göre değişir. Tümör bağırsak içine doğru büyürken bulgu vermezken, bağırsak tam tıkandığında, hastanın gazını ve dışkısını çıkaramadığı duruma kadar değişen belirtiler görülebilir” şeklinde konuştu.
Hastalığın hemoroid ile karıştırılması tanıyı geciktirebilir.
Rektum tarafında yani makata yakın kısımdaki tümörlerde en sık görülen bulgunun dışkıya kan bulaşması olduğunu hatırlatan Doç. Dr. Abdulcabbar Kartal, “Burada dikkat edilecek durumlardan birisi şu: Hemoroid denen hastalıkta da dışkıda kan gözlenir ve kişi bu durumu karıştırarak tanı ve tedaviyi geciktirebilir. Dışkılama alışkanlıklarında değişiklik, dışkı çapının incelmesi, kabızlık, dışkılama sonrası tam boşalamama, karında şişkinlik gözlenen diğer bulgulardır. Bu bulgulardan şüphelendiğinizde doktora başvurmalısınız. Geç dönemde kalın bağırsak kanserlerinin istenmeyen durumlarından biri bağırsağın tam tıkanmasıdır. Bundan başka oluşabilecek durumlar arasında büyük damarın duvarının yıkılması sonucu ciddi kanamalar, tümörün bağırsak duvarını delmesi, buna bağlı kalın bağırsaktaki mikropların karın zarına yayılması, karın boşluğunda sıvı toplanması şeklindedir” dedi.
Bu belirtilerin her zaman kansere bağlı olmayabileceğinin ve başka sağlık problemlerinin de bu belirtilere yol açabileceğinin altını çizen Doç. Dr. Abdulcabbar Kartal, “Ancak bunlardan herhangi birine sahip kişilerin, erken tanı ve tedavi için doktora başvurması önerilir. Genelde kanserin erken dönemlerinde ağrı olmaz. Ağrı olmasını beklemeden doktora başvurmak kanserin erken tanısında önemlidir” hatırlatmasında bulundu.
50 yaş üzeri kişiler düzenli doktor kontrolü yaptırmalı.
Diğer kanserlerde olduğu gibi kolon kanserlerinin de tümör iyice büyüyene kadar belirti vermeyebildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Abdulcabbar Kartal, “Bu nedenle amaç, daha kanserde belirti yokken tümörü ortaya koymak olmalıdır. Belirtiler gelişmeden önce bir kişinin kanser için taranması poliplerin ve kanserin erken tanınmasında yardımcı olur. Poliplerin erkenden tanınıp çıkartılması, kolorektal kanseri önleyebilir. Erken tanı konulduğunda, kolorektal kanserin tedavisi daha etkin olabilir. Bu nedenle, 50 yaş üstündeki kişiler izlenmeli ve kolorektal kanser için artmış riski olan kişiler daha erken tarama programına alınmalı” dedi.
Kalın bağırsak kanserinde cerrahi, radyasyon ve kemoterapi tedavi yöntemleri uygulanıyor.
Kalın bağırsak kanserlerinin tedavisinde cerrahi, radyasyon tedavisi ve kemoterapinin başlıca kullanılan tedavi yöntemleri olduğunu söyleyen Doç. Dr. Abdulcabbar Kartal, “Tedavi, tümörün yerleşim yeri ve evresine göre değişir. Tedaviye başlamadan önce hastalar hastalığın evresini, tedavi seçeneklerini, tedavi yan etkilerini, tedavinin normal yaşamları üzerindeki olumsuz etkilerini, tedavinin maliyeti ve kendisi için uygun olabilecek yeni klinik çalışmaların varlığını sorgulayabilir” dedi.