Emtia fiyatlarındaki rekor artışlar küresel ekonomiyi derinden sarsacak
Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle petrolden metal ve tarım ürünlerine neredeyse tüm emtia fiyatlarında sert artışlar yaşanması, halihazırda yüksek fiyat şoklarıyla mücadele eden dünya ekonomisindeki sorunları daha da derinleştiriyor.
Küresel ekonomi, Kovid-19 salgını nedeniyle yaşanan ekonomik krizin toparlanma aşamasını tamamlayamadan Rusya-Ukrayna savaşına bağlı olarak emtia fiyatlarında görülen artışlarla sarsılıyor.
Batılı ülkelerin Rusya ekonomisini zayıflatmaya yönelik uyguladığı yaptırımlar, Rusya’nın önemli paya sahip olduğu birçok emtia ürününde fiyatları tüm zamanların en yüksek seviyesine taşıdı.
Avrupa’da derinliği en fazla olan Hollanda merkezli sanal doğal gaz ticaret noktası Dutch TTF’te son bir yılda 10 kat artan doğal gaz fiyatı, savaşın başlamasıyla rekor tazeledi.
Savaş başlamadan önceki gün olan 23 Şubat’ta megavatsaat başı 88,3 avro seviyesindeki vadeli doğal gaz fiyatı, 7 Mart’ta megavatsaat başı 345 avroya çıkarak yüzde 292 artış kaydetti.
Brent petrolün varil fiyatı ise bu dönemde 96,6 dolar seviyesinden yüzde 35,3 artışla yüzde 130,7 doları gördü. Böylece petrol fiyatları, 2008’den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı.
API2 Rotterdam vadeli kömür ton başı fiyatı ise 23 Şubat’taki 200 dolar seviyesine göre yüzde 142,5 artarak 485 doları buldu.
Fiyatlardaki artışta, Batılı ülkelerin Rus petrol ve doğal gaz ihracatına ambargo uygulama olasılığı etkili oldu.
Ocak ayında günlük toplam 10 milyon varil ham petrol üretimiyle dünyanın en büyük üçüncü petrol üreticisi konumunda bulunan Rusya, günlük 8 milyon varille en büyük ikinci petrol ihracatçısı unvanına da sahip.
Rusya, küresel doğal gaz ticaretinin yüzde 26’sını, sıvılaştırılmış doğal gaz ticaretinin de yüzde 8’ini gerçekleştiriyor.
Küresel kömür ihracatında yüzde 15 payı olan Rusya, Endonezya ve Avustralya’nın ardından dünyanın en büyük üçüncü kömür ihracatçısı konumunda bulunuyor.
Kritik metallerde fiyat rallisi durmadı
Rusya-Ukrayna savaşı, küresel metal piyasalarında da fiyat rekorlarının kırılmasına neden olarak ekonomileri giderek daha fazla zorluyor.
Bakır fiyatları 23 Şubat’a kıyasla 7 Mart’ta yüzde 10 artışla ton başına 10 bin doları geçerek rekor kırarken, alüminyumun ton başı fiyatı yüzde 20 artışla 3 bin 388 dolardan 4 bin 73 dolara çıktı.
Söz konusu dönemde paladyum fiyatları ons başına yüzde 25,6 artışla 2 bin 484 dolar seviyesinden 3 bin 120 dolara yükselirken, nikelin ton fiyatı da yüzde 88 artışla 24 bin 900 dolardan 46 bin 800 dolara çıkarak Haziran 2007’den beri en yüksek seviyesine ulaştı.
Elektrikli araçlar ve çelik sanayi için büyük önem taşıyan nikelde fiyatlar bugün rekor tazeledi. LME’de 3 ay vadeli nikelin ton fiyatı 100 bin dolar seviyelerini gördü.
Rusya, küresel metal tedarikinde önemli pay sahibi
Merkezi Londra’da bulunan emtia piyasaları analiz şirketi CRU Grup’un verilerine göre, Rusya; küresel paladyum tedarikinde yüzde 35, platinyumda yüzde 10 ve alüminyumda yüzde 6 paya sahip.
Dünya rafine bakır ve bakır madenlerinde yüzde 4’er payı olan Rusya, nikel tedarikinin de yüzde 5’ini karşılıyor.
Ülkenin metal ve metalik ürünlerden elde ettiği ihracat geliri 51,1 milyar doları buluyor. Bu rakam, Rusya’nın toplam ihracatının yüzde 10,4’ünü oluşturuyor.
Buğday piyasalarında deprem
Buğday fiyatları ise söz konusu dönemde yüzde 47,8 artışla 12,94 dolara ulaştı.
Rusya, yüzde 18 payla küresel buğday ihracatında lider konumda bulunuyor ve tarım ürünlerinden yılda yaklaşık 36 milyar dolar ihracat geliri (yüzde 7,3) sağlıyor.
Ukrayna ise yüzde 7 payla dünyanın beşinci buğday ihracatçısı olarak öne çıkıyor.
Savaş nedeniyle Ukrayna’da üretim ve ihracatın düşmesi, Batılı ülkelerin Rusya’daki lojistik firmalarına uyguladığı yaptırımlar nedeniyle küresel buğday arzı sekteye uğrarken, bu durum, fiyatlara artış olarak yansımaya devam ediyor.
Küresel ekonomiden 1 trilyon dolar buharlaşabilir
Merkezi İngiltere’de bulunan Ulusal Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Enstitüsü’nün (NIESR) projeksiyonuna göre, savaşın etkisiyle küresel GSYH’nin bu yıl yüzde 0,5 ve gelecek yıl yüzde 1 daralacağı öngörülüyor. Bu oran, küresel GSYH’nin yaklaşık 1 trilyon dolar azalması anlamına geliyor.
Büyümedeki düşüşün ise küresel enflasyonu bu yıl yüzde 3 artırarak maliyetler üzerinde baskı oluşturacağı hesaplanıyor.
Savaşın ekonomik hasarının Rusya’dan sonra en büyük etkisinin ise Avrupa’da hissedilmesi ve Rus enerji ihracatına yönelik yaptırım uygulanmasının Avrupa’da resesyon yaratma riskini artırdığı ifade ediliyor.
Uluslararası Para Fonu da (IMF) 6 Mart’taki analizinde, fiyat şoklarının tüm dünyayı etkileyeceğine ve ekonomik zararın yıkıcı olacağına dikkati çekmişti.