Bartın’ın Amasra ilçesindeki, Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Müessese Müdürlüğü’ne ait ocakta meydana gelen grizu patlamasında 41 kişi yaşamını yitirirken, işçilerden geriye kalan fotoğrafları yürekleri dağladı. Yıllık izinde olması nedeniyle patlamadan kurtulan Gürkan Yıldırım, 9 arkadaş çektirdikleri fotoğrafı sosyal medya hesabında paylaşarak, “Söz bulunmaz yer altını anlatmaya, acımız çok büyük. Resimden bir ben kaldım” dedi.
TTK Amasra Müessese Müdürlüğü’ne ait ocakta geçen cuma günü saat 18.15’te meydana gelen patlamada 41 kişi yaşamını yitirirken, 11 kişi yaralandı. Yaşamlarını kaybedenler toprağa verilirken, geriye acı hatıraları kaldı. Maden işçilerinin bulunduğu fotoğraflar ortaya çıkarken, 1 ay önce ocakta mola verildiği sırada çekilen fotoğrafta 9 arkadaş yer aldı.
Fotoğrafta yer alan Yasin Çelik, Enes Aydın, Murat Öztan, Serkan Nakaş, Mustafa Can Yıldırım, Ali Doğru ve Gürdal Serenli yaşamlarını yitirdi. Yaralanan İzzet Ak ise İstanbul’da Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Fotoğrafta yer alan Gürkan Yıldırım ise yıllık izinde olması nedeniyle patlamadan kurtuldu.
Gürkan Yıldırım arkadaşlarıyla birlikte olduğu fotoğrafı sosyal medya hesabında paylaşarak, “söz bulunmaz yer altını anlatmaya, acımız çok büyük. Resimden bir ben kaldım” yazdı.
SOMA’DAN SAĞ KURTULANLAR: AMASRA’DAKİ FACİAYLA O GÜNÜ TEKRAR YAŞADIK
Bartın’ın Amasra ilçesindeki 41 işçinin hayatını kaybettiği maden kazası, bundan 8 yıl önce 13 Mayıs 2014’te meydana gelen ve 301 kişinin ölümüyle sonuçlanan Soma maden faciasını yeniden gündeme getirdi. Üzerinden yıllar geçse de acısı yüreklerde hep taze kalan ve Türkiye tarihinin en büyük maden kazası olarak tarihe geçen Soma maden faciasından sağ kurtulanlar o günleri anlattı. Kazadan 11 saat sonra kendi imkanıyla kurtulan Ahmet İren, yanında hayatını kaybeden arkadaşları nedeniyle yaşadığı psikolojik sorunlarla 6 yıl süren mücadelesinin ardından 7 yıl sonra yeniden madende çalışmaya başladığını söyledi. Evli ve 3 çocuk babası İren, “Olay ilk yaşandığında boyutlarının bu kadar büyük olduğunun farkına varmadık. Sonradan çok büyük bir olay olduğunu öğrendik. O gün, orada can pazarı yaşandı. Yaşadığımız o saatler bizi bitirdi, çok kötüydü. Çok büyük bir acı yaşadık. Ben ve bir arkadaşım madenden yaklaşık 11 saat sonra kendi mücadelemizle çıktık. Bir galeride 140 kişiydik, 30’a yakın arkadaşımız vefat etti. Bazı arkadaşlarımızın maskeleri çalışmadı. Bakımı yapılmamış, tarihi geçen, tozlu maskeler vardı. Onlar yanımızda can verdi, bir şey yapamadık. Yukarıya çıktığımızda sadece bizim galeride ölenler olmadığını, 301 canın gittiğini öğrendim ve çok etkilendim” dedi.
‘BARTIN’DAKİ MADEN KAZASINI GÖRÜNCE AĞLADIM’
Bartın’daki maden kazasını duyduğu günden itibaren kötü günler geçirdiğini ifade eden İren, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Soma’da yukarıya çıkarken maske takmıştık ve önümüzü görmüyorduk. Yanlarından geçerken bazı arkadaşlarımızın yardım için attığı çığlıkları duyduk ama bir şey yapamadık. Elimizden bir şey gelmiyordu. Çıkabilmek için yaklaşık 45 dakikalık bir süremiz vardı. Zamanla yarışıyorduk. Psikolojik olarak da bitik bir haldeydim. Olaydan sonra 7 yıl çalışmadım. 7 yıl sonra hayat şartlarından dolayı tekrar madene indim. Mecburum, bakmakla yükümlü olduğum 3 çocuğum ve ailem var. Tabii o günleri hatırlıyoruz ama psikolojik olarak da alışmak zorunda kaldım. 1,5 yıl önce tedavimi sonlandırdım. Bartın’daki olayı televizyonda izlerken, 301 kişinin öldüğü o güne, Soma faciasına geri döndüm, ağladım. Beynim o günü bana tekrar yaşattı. 2 gündür çok kötü durumdayım. Hissettiklerimi nasıl anlatacağımı bile bilmiyorum.”
‘YARALI VE VEFAT EDEN ARKADAŞLARIMIZ TANINMAZ BİR HALDEYDİ’
Soma’daki faciadan vardiya değişikliği ile kıl payı kurtulduğunu ve daha sonra madene dönerek, arkadaşlarını kurtarma çalışmalarına katıldığını belirten 2 çocuk babası Sami Yavuz ise “Soma’daki facia yaşandığında vardiya değişikliği yaptığım için evdeydim. Duyar duymaz hemen madene geldim. Yaralı ve vefat eden arkadaşlarımız tanınmaz bir haldeydi. Arkadaşlarımı o halde görünce şok oldum ve kendime gelemedim. Gönüllü olarak yer altına girip, kurtarma çalışmalarına katıldım. Arkadaşlarımız kapkara olmuşlardı, kimisinin ağzından, kimisinin de burnundan kan gelmişti. Arkadaşlarım ölü olarak çıktı, biz kurtulduk. Allah’a şükür daha yiyecek ekmeğimiz varmış” dedi.
‘ÖLÜ SAYISI SOMA FACİASI KADAR OLMASIN DİYE DUA ETTİM’
Yaşanan olaydan sonra Maden işçisi olarak çalışmayı bıraktığını anlatan Yavuz, “Madene devam etmedim. İnşaat işiyle uğraşıyorum. Olaydan sonra madenden soğudum. Arkadaşları o halde görünce ‘maden benim için artık bitmiştir’ dedim. Bartın’daki kazayı duyunca çok üzüldüm. O günü, arkadaşlarımı hatırladım. Ailelerinin ne halde olabilecekleri aklıma geldi. Allah yardımcıları olsun. İlk duyunca ‘eyvah’ dedim. Ölü sayısı Soma faciası kadar olmasın diye dua ettim. Allah hayatını kaybeden madencilerin ailelerine sabır versin. İmkanım olsa oraya yardıma giderdim ama imkanım olmadığı için gidemedim” diye konuştu.
MADENDE ŞEHİT DÜŞEN BABASININ FOTOĞRAFINI BÖYLE SEVDİ
Türkiye Taş Kömür İşletmeleri Amasra Müessesesi’nde meydana gelen patlamada hayatını kaybeden Rasim Bulut’un sosyal medya hesabında oğlu Aras ile ilgili paylaşımlar duygulandırdı. Bulut, geçtiğimiz aylarda oğlunun kendi fotoğrafına bakarak sevdiği ve ‘Baba’ dediği anları “Baba Diyişine Ölürüm Bal Evlat” ifadeleri ile paylaşması yürekleri dağladı.