Aralarında ünlü sporcular ve teknik direktörlerin de bulunduğu 40 kişiyi dolandırdığı iddia edilen banka şube müdürü Seçil Erzan’ın yargılandığı dava, bugün İstanbul’da görülen duruşmayla devam etti. Duruşmada savcı, Erzan hakkında “nitelikli dolandırıcılık” ve “özel belgede sahtecilik” suçlarından toplamda 362 yıla kadar hapis cezası talep etti.
Duruşmada, Erzan’ın avukatı beraat talep ederken, savcı mütalaasında sanığın özellikle yüksek kâr vaadiyle müşterilerini mağdur ettiğini öne sürdü. Savcı, yargılanan diğer banka yöneticileri Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu hakkında ise beraat talebinde bulundu. Ayrıca, teknik direktör Fatih Terim’e yönelik suçun “dolandırıcılık” değil, “güveni kötüye kullanma” olduğu belirtildi.
İddianamede, Seçil Erzan’ın yaklaşık 44 milyon dolar ve 20 milyon TL’lik zarara yol açtığı, 10’u zincirleme olmak üzere 26 eyleminden dolayı “nitelikli dolandırıcılık” suçundan cezalandırılması gerektiği vurgulandı. Bunun yanında 5 müştekiye karşı “özel belgede sahtecilik” suçundan 15 yıla kadar, Fatih Terim’e karşı ise “güveni kötüye kullanma” suçundan 2 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Duruşmada söz alan Seçil Erzan, gözyaşları içinde yaptığı savunmada, suçlamaları reddetti ve mağdurlara para kazandırmak amacıyla hareket etmediğini belirtti. Erzan, “Para kazanma – kazandırma iradesiyle hareket etmediğimi bilin. Çözmek için çok uğraştım, yalnız kaldım. Her şeyimi satarak insanlara para verdim. Bir sistem kurmak gibi bir planım yoktu” dedi.
Sanık, ayrıca tutukluluk süresi boyunca borçlarını ödeyebilmek için tüm mal varlığını sattığını, hatta babasının kefen parasını dahi kullandığını anlattı. Erzan, sözlerini “Annemi bir daha görmek umuduyla buradayım. Bu bir sistem değildi, ben ponzinin ne olduğunu burada öğrendim. Lütfen beni tahliye edin” diyerek tamamladı.
Duruşmada savcı ve avukatların açıklamalarının ardından mahkeme, bir sonraki duruşmayı 1 Aralık 2025 tarihine erteledi. Dava, Türkiye’de bankacılık sektöründe yaşanan dolandırıcılık iddiaları ve ünlü isimlerin de davaya dahil olması nedeniyle büyük ilgiyle takip ediliyor.
Seçil Erzan davası, yüksek meblağlı dolandırıcılık iddiaları ve tutuklu sanığın dramatik savunmasıyla Türkiye gündeminde geniş yankı buldu. Uzmanlar, davanın sonuçlarının, bankacılık sisteminde güven ve hukuki sorumluluk açısından önemli emsal teşkil edebileceğini belirtiyor.


















