Hürriyet yazarı Hande Fırat, Diyarbakır’da kaybolan ve 19 gün sonra cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayeti soruşturmasına ilişkin edindiği bilgileri açıkladı.
Diyarbakır’da 21 Ağustos’ta kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran’ın cansız bedeni, kaybolmasından 19 gün sonra, 8 Eylül’de evinin yakınındaki Eğertutmaz Deresi’nde bulundu. Üzeri taşlarla kapatılmış bir çuval içinde bulunan Narin’in acımasızca katledilmesi, Türkiye’nin gündemine oturdu. Olayla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında, aralarında aile üyelerinin de yer aldığı 24 kişi gözaltına alındı.
Arama çalışmaları sürerken Narin’in amcası Salim Güran ve cansız bedeni bulunduktan sonra itirafçı olan Nevzat Bahtiyar tutuklandı. Öte yandan, Narin için devam eden soruşturma kapsamında Narin’in annesi, ağabeyi ve diğer amcası dahil 8 kişi tutuklandı. Davada tutuklu sayısı 10’a yükseldi.
19 GÜN BOYUNCA SAHTE İHBAR YAPILDI
Tüm ülkenin gözü kulağı Narin cinayetinin detaylarına çevrilmişken, Hürriyet yazarı Hande Fırat, Narin’in ölümüne dair soruşturmanın detaylarını kamuoyuyla paylaştı.
Köylülerin 19 gün boyunca sahte ihbarda bulunduğunu iddia eden Fırat, şunları aktardı:
“Nasıl mı? Üst düzey yetkililere verilen brifinge göre, 19 gün boyunca köydeki bazı isimler önce telefon açarak sahte ihbarda bulunuyorlar, böylece soruşturmayı yanlış yönlendiriyorlar, sonra da sim kartları atıyorlar. Bitmedi… Köyün etrafında çingenelerin yaşadığı çadırlar var. İki farklı yerde iki terlik bulundu. İhbar edildi. Narin’in olmadığı ortaya çıktı.
Sim kartı atılan telefonlardan yapılan ihbarlar, iki farklı yere terlik koyan zihniyet, tuhaf karanlık bir birliktelik, değişik ilişkiler ağı, para iddiası, daha da garibi “sonradan gelebilecek soruların yol açabileceği sorunlar zinciri”…
Ne acı değil mi? Tavşantepe diye bir köy varmış, küçücük Narin’i akrabalardan oluşan bu köyde biri ya da birileri boğarak öldürmüş. Türkiye ayağa kalkmış. Aile “dış güçler” demiş.
Siyasiler, yörenin önde gelenleri ailenin gücünden ve öneminden bahsederlerse; onlar da 8 yaşındaki bir yavrunun ölümünü dış güçlere bağlayacak cesareti kendilerinde görürler. Böyle bir organize kötülük insanın tüylerini diken diken yapıyor… Buckle’ın “Suçu toplum hazırlar, suçlu işler” sözü hepimizin aklına kazınsın. Kazınsın ki her tarafın kapkara göründüğü Tavşantepe’ler Türkiye’de olmasın.”