NATO üyeliği Ankara’nın onayına bağlı olan İsveç’te ırkçılık ve nefret dolu bir provokasyona imza atan Rasmus Paludan, Türk elçiliğinin önünde Kur’an-ı Kerim yaktı. Eyleme izin verilmesine Türkiye’den tepki yağarken provokasyonun mimarından skandal bir açıklama geldi.
Aşırı sağcı siyasetçi Rasmus Paludan’ın Türk Elçiliği önünde Kur’an yakmasına izin verilmesinin yankıları sürüyor.
Türkiye’nin tepkisi sonrası İsveç Başbakanı geri adım atarken provokasyonun mimarı Sıkı Yön Partisi (Stram Kurs) lideri Rasmus Paludan, sessizliğini ülke basınına bozdu.
Başta Türkiye olmak üzere pek çok ülkenin tepki gösterdiği isim skandal bir açıklamaya imza attı.
‘PİŞMAN MISIN?’ SORUSUNA SKANDAL YANIT
Expressen gazetesine konuşan Paludan ‘Türkiye’ye gol attığımda işte bu diye düşündüm’ dedi ve ekledi; ‘İşler hayal ettiğim gibi olmadı.’
Gazetenin ‘pişman mısın?’ sorusunu yönelttiği ırkçı siyasetçi şu cevabı verdi;
‘Oh hayır. Bunu yaptım çünkü önemli siyasi sebepler olduğunu düşünüyorum. Bu kadar çok insanın beni ölümle tehdit etmesine üzülüyorum.’
İsveç’in, aşırı sağcı görüşleriyle bilinen, Danimarka merkezli ırkçı Sıkı Yön Partisi (Stram Kurs) lideri Rasmus Paludan’ın hem İsveç hem de Danimarka vatandaşlığı bulunuyor…
İmza attığı provokasyondan sonra tehdit mesajları aldığını belirten Paludan, ‘Çok somut tehditler alıyorum. Sosyal medyada dakikada beşi tehdit olmak üzere yaklaşık 20 mesaj alıyorum’ dedi.
Paludan gazetenin ‘korkuyor musun?’ sorusuna ise şu yanıtı verdi;
‘Evet, birisi açıkça beni öldüreceğini yazdığında korkabilirim.’
2019’DAN BERİ POLİS KORUMASINDA
Söz konusu haberde Paludan’ın skandal eylemi için ‘Türkiye’de ve Arap dünyasının büyük bir bölümünde güçlü tepkilere neden oldu’ denildi.
Paludan’ın İslam karşıtı ve tüm Müslümanların Danimarka’yı terk etmesini isteyen aşırı sağcı partinin lideri olduğunun altını çizen Expressen ırkçı siyasetçinin 2019’dan beri polis koruması altında yaşadığını belirtti.
DÜNYADA BİRİNCİ MANŞET
İsveç’teki skandal dünya basının gündeminden düşmüyor. ‘İsveç ve Türkiye farklılıklarını çözebilecek mi?’ sorusunu soran Al Jazeera, ‘Ankara kızgın’ yorumunda bulundu.
İsveç’in NATO’ya girme hedefi olduğunu anımsatan Politico, yaşananların iki ülke arasında gerilimi artırdığını yazdı.
İngiliz Financial Times ise ‘İsveç’in Nato başvurusu Türk büyükelçiliği önünde Kuran’ın yakılmasıyla tehlikeye girdi’ yorumunda bulundu.
Hindustan Times ‘İsveç’in NATO başvurusu Kur’an-ı Kerim yakma olayından sonra askıda kalıyor’ başlığı ile okurlarının karşısına çıktı.
Uluslararası Haber ajansı AP, başkonsolosluk binasındaki çalışanlarının pencereye astığı ve üzerinde ‘Kitap yakan aptalın görüşüne katılmıyoruz’ yazan pankartı ön plana çıkardı.
ABD merkezli ABC televizyonu ve Washington Post gazetesiAP’nin haberini internet edisyonlarında kullandı.
Guardian gazetesi, ‘Türkiye Büyükelçiliği önündeki olay iki ülke arasındaki gerilimi daha da alevlendirecek’ dedi.
DÜĞÜM KRİTİK MADRİD ZİRVESİNDE ÇÖZÜLMÜŞTÜ
Ukrayna savaşı sonrası Finlandiya ve İsveç, NATO’ya üyelik başvurusunda bulunmuş, Türkiye ise veto kararı almıştı.
Paludan’ın geçtiğimiz yılın Nisan ayında İsveç’te düzenlediği bir mitingde çıkan çatışmalarda 40 kişi yaralanmıştı. Protestocular taşlarla saldırdıkları polislerin 4 aracını ateşe vermişti.
Dünya gündemini uzun süre meşgul eden bu düğüm, İspanya’nın başkenti Madrid’de düzenlenen NATO Zirvesi’nde çözülmüştü.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın huzurlarında imzalanan Üçlü Muhtıra’da, müstakbel NATO müttefikleri olarak Finlandiya ve İsveç terörizmin tüm biçim ve tezahürleriyle mücadelede Türkiye’yle tam dayanışma ve işbirliği sergileyecekleri, PKK terör örgütü başta olmak üzere milli güvenliğine yönelik tüm tehditlere karşı Türkiye’ye tam destek verecekleri, PYD/YPG ve FETÖ’ye destek sağlamayacakları taahhüdünde bulunmuşlardı.
Muhtıra’da üç ülke terörizmle, örgütlü suçlar ve diğer ortak sınamalarla mücadelede mutabakat temelinde işbirliğini geliştirmek için kolluk kuvvetlerini ve istihbarat kuruluşlarını da içeren her düzeyde hükümetlerarası yapılandırılmış ortak bir diyalog ve işbirliği mekanizması tesis edeceklerini belirtmişler, bu çerçevede muhtırada kayıtlı adımların takibi ve hayata geçirilmesi için Dışişleri, İçişleri ve Adalet Bakanlıkları, İstihbarat Servisleri ve Güvenlik Kurumlarından uzmanların katılımıyla bir Daimi Ortak Mekanizma tesis etmeyi kararlaştırmışlardı.
Ayrıca, Üçlü Muhtıra’da Finlandiya ve İsveç Türkiye’ye yönelik milli silah ambargosu bulunmadığını teyit etmişler, bu konuda Türkiye’yle dayanışma ve işbirliği içinde hareket edeceklerini duyurmuşlardı.
Bu haber www.hurriyet.com.tr den alınmıştır.