Suriye yönetimi, İsrail’in kontrolündeki Golan Tepeleri konusunda kararlılığını bir kez daha ortaya koydu. Şam yönetimi, bölge üzerindeki haklarından hiçbir şekilde taviz vermeyeceklerini vurgularken, diplomatik ve uluslararası alanda yeni bir kampanya başlattı.
İsrail’in Golan Politikası ve Tarihçesi
İsrail ordusu, 2024 yılında Başbakan Benyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz’ın talimatıyla işgal altındaki Golan Tepeleri’nde bulunan tampon bölgeye girmişti. Tel Aviv yönetimi, Hermon Dağı ve Golan Tepeleri’nden çekilmeyeceklerini açıkça duyurdu.
1981 yılında İsrail hükümeti, Golan Tepeleri’ni kendi toprağı ilan ederek yasayı ihlal etmişti. 2019 yılında dönemin ABD Başkanı Donald Trump da Golan Tepeleri’nin İsrail’e ait olduğunu belirten bir bildiri yayınlamış, Netanyahu ise bölgeyi “Trump Tepeleri” adı altında bir toplulukla ilişkilendirmişti.
Suriye’nin Hamlesi: Golan Tepeleri İçin Diplomasi
Suriye yönetimi, Türkiye ve bazı Arap ülkelerinin desteğiyle Golan Tepeleri’nin egemenliğini uluslararası alanda tanıtmak ve bölgeyi yeniden kendi kontrolüne almak için diplomatik bir kampanya başlattı. Bu adım, İsrail tarafından iki ülke arasındaki güvenlik müzakerelerine aykırı olduğu gerekçesiyle tepkiyle karşılandı.
Suriye’nin BM temsilcisi İbrahim Olabi, BM Güvenlik Konseyi’nde yaptığı açıklamada İsrail’i askeri olaylara kışkırtmak, Yom Kippur Savaşı sonrası çatışmasızlık anlaşmasını ihlal etmek ve Suriye’nin egemenliğini ihlal etmekle suçladı. Olabi, BM ve Güvenlik Konseyi’ni İsrail’in Suriye topraklarındaki operasyonlarına karşı kararlı adımlar atmaya çağırdı.
Olabi açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“İsrail yetkilileri, işgal altındaki Golan Tepeleri de dahil olmak üzere Suriye topraklarından güçlerini çekmeli ve Suriye’nin içişlerine karışmaktan kaçınmalıdır. Golan, Arap ve Suriye toprağı olarak kalacak ve asla uzlaşma veya taviz konusu olmayacaktır. Suriye, Golan Tepeleri’nin ayrılmaz bir parçası olduğu konusundaki sarsılmaz tutumunu yinelemektedir; bu tutum uluslararası hukuka dayanmaktadır ve BM kararlarında defalarca onaylanmıştır.”
Dört Ülkeden Suriye’ye Destek
BM Güvenlik Konseyi’nin dört üyesi Cezayir, Somali, Sierra Leone ve Guyana, Suriye’nin talebine destek verdi. Ülkeler, Konsey’e gönderilen mektupta şunları belirtti:
“Suriye Golan’ının işgali ve bu bölgelerdeki askeri varlığın yasadışı olmasından kaynaklanan güvenlik sorunları, Suriye’nin istikrarı için ciddi bir tehdit oluşturmakta ve devletin yeniden inşası çabalarını zorlaştırmaktadır.”
Bu destek, Suriye’nin diplomatik hamlesinin uluslararası alanda karşılık bulabileceğine işaret ediyor.
İsrail’in Tutumu ve Bölgedeki Gerilim
“İsrail Golan Koalisyonu” başkanı eski milletvekili Zvi Hauser, İsrail’in Golan Tepeleri üzerindeki egemenlik iddialarına karşı Suriye’nin diplomatik girişimlerini değerlendirdi. Hauser, İsrail’in tarihi bir ihmal sergilediğini ve uluslararası baskı oluşması durumunda Golan’dan çekilme ihtimali doğabileceğini belirtti.
Ancak üst düzey İsrailli yetkililer, Golan Tepeleri’nin bir santimetresini bile vermeyeceklerini ve Suriye topraklarındaki askeri varlıklarını İsrail’in güvenliği için gerekli olduğu sürece azaltmayacaklarını vurguladı.
Bazı diplomatlar, Suriye’nin adımının, İsrail ile henüz sonuçlanmamış olan güvenlik müzakerelerini hızlandırmayı hedeflediğini öne sürdü.
Sonuç: Golan Tepeleri Krizi Derinleşiyor
Suriye yönetimi, Golan Tepeleri üzerindeki hak iddiasını yeniden gündeme getirerek uluslararası toplumu harekete geçirmeyi amaçlıyor. İsrail ise bölgedeki hakimiyetini koruma konusunda kararlı.
Bu durum, Orta Doğu’da hem diplomatik hem de güvenlik boyutunda yeni bir gerilim dalgasının habercisi olarak değerlendiriliyor. Suriye’nin tavizsiz tutumu ve uluslararası desteğin artması, Golan Tepeleri konusunda önümüzdeki dönemde önemli gelişmelerin yaşanabileceğini gösteriyor.



















