Murat Yetkin, Sedat Peker’in İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile ilgili iddialarının, son günlerdeki gelişmelere bakıldığında ‘Peker vurdukça Soylu güçleniyor mu?’ sorusunu sordurduğunu belirtti.
Gazeteci Murat Yetkin, YetkinReport’taki son yazısında Sedat Peker’in Süleyman Soylu ile ilgili 15 Temmuz sonrasında İstanbul ve Ankara’da AK Parti Gençlik Kollarındaki bazı kişiler üzerinden belli gruplara kayıtsız silahlar dağıttığı iddiasını ve Peker’in iddialarının yarattığı etkileri değerlendirdi.
Peker’in iddialarının amacının Soylu’yu kamuoyu gözünde daha da tartışılır hale getirmek, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın onu görevden almasını sağlamak olduğunu belirten Yetkin, “Ama gelişmeler ‘Peker vurdukça Soylu güçleniyor mu?’ sorusunu sorduruyor” ifadelerini kullandı
Yetkin’in “Peker vurdukça Soylu güçleniyor mu? Nasıl ve nereye kadar?” başlıklı yazısından bir bölüm şöyle:
“Hatırlayalım:
– 5 Temmuz: Artık Bakanlar Kurulu demediğimiz “Cumhurbaşkanlığı Kabinesi” toplantısında TBMM’ye sunulacak torba yasaya 15 Temmuz kalkışması ardından 20 Temmuz’da ilan edilen Olağanüstü Hal uygulamalarından bazılarının (sürenin dolacağı) 31 Temmuz’dan itibaren 3 yıl daha uzatılmasının eklenmesi de konuşuluyor. Cumhuriyet gazetesinden Selda Güneysu’nun haberine göre, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, kamu görevinden uzaklaştırma yetkisi ve şirket yönetimlerine kayyum atama yetkisinin uzatılmamasından yana. (Anayasa Mahkemesinin geçenlerde 15 Temmuz darbe girişimi ardından kamu görevinden çıkarılan 125 bin küsur kişinin “FETÖ üyeliğine” MGK’nın değil mahkemelerin karar vermesi gerektiği yolunda karar aldığı biliniyor.) İçişleri Bakanı Soylu ise buna terörle mücadeleyi aksatacağı gerekçesiyle karşı çıkıyor. O günlerde Soylu’nun Erdoğan tarafından yakında görevden alınacağı haberleri yayılmakta, muhalefet partileri Erdoğan’ı görevden almaya, Soylu’yu da istifaya çağırmaktadır.
– 6 Temmuz: Devlet Bahçeli, TBMM MHP Grubuna hitabında Soylu’ya açık destek veriyor, terörle mücadele kahramanı ilan ediyor ve arkasında olduğunu söylüyor. Bu sözlerin muhatabı Cumhurbaşkanı Erdoğan olarak algılanıyor.
– 7 Temmuz: Bu desteğin hemen ardından, T24’te Tolga Şardan’ın haberine göre, Soylu -Peker’in iddialarında da adı geçen- Emniyet Genel Müdürünün Kaçakçılık ve Organize suçlardan sorumlu yardımcısı Resul Holoğlu, Teftiş Kurulu Başkanı Fenni Gürsel ve Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz’ı makamına çağırarak bir Emniyet Müdürleri atama taslağı hazırlamaya başlıyor. (Ankara’da bir süredir il ve ilçe emniyet müdürlüklerinin ciddi bir kısmının AK Parti, ya da Millî Görüş kökenli değil MHP eğilimli olduğu zaten konuşuluyor.) Kararname, Şardan’ın haberine göre gece yarısına doğru Beştepe’ye gönderiliyor. Saatler 8 Temmuz’a dönmüşken, sabaha karşı 03.00 gibi de Cumhurbaşkanının imzasıyla Resmî gazetede yayınlanıyor. Kulis iddialarına göre Soylu, İstanbul Emniyet Müdürlüğünden alıp Emniyet Genel Müdür Yardımcısı görevine çektiği Mustafa Çalışkan’ın ismini Erdoğan’dan veto yemesi ihtimaline karşı listeye eklemiyor ama ekibini yurt dışı görevlere dağıtıyor.
– 8 Temmuz: Peker, Soylu’nun belli gruplara kayıtsız silahlar dağıtarak “iç savaş” hazırlığı yaptığı iddiasını ortaya atıyor. Bu iddialar vahim olmasına rağmen, muhalefet partileri dahil -Soylu’yu istifaya çağırmakla beraber- iddiaları adeta maşayla tutuyor, sahip çıkmıyorlar. Yolsuzluk iddiası başka, iç savaş hazırlığı iddiası bambaşka ne de olsa.
– 9 Temmuz: Erdoğan’ın Kürt oylarını yeniden cezbetmek umuduyla Diyarbakır çıkartması yaptığı gün AK Parti’nin TBMM’ye sunduğu torba yasa teklifinde, 5 Temmuz’da kabinede tartışılan OHAL düzenlemelerinin, aynen Soylu’nun önerdiği üzere 3 yıl daha uzatılması maddesi yer alıyor. Soylu o sırada Diyarbakır’da Erdoğan’ın yanındadır, ama öne çıkmamaktadır.
Bilmiyorum yeterli mi son bir haftadaki gelişmeleri günbegün tahlil etmek ‘Peker vurdukça Soylu kazanıyor’ yargısını desteklemeye?”