İsrail ordusu, Lübnan’da 1000’den fazla hava saldırıları düzenledi. 490’ı aşkın kişi hayatını kaybederken halk bölgeden kaçmak zorunda kaldı. Peki İsrail’in Lübnan planı ne? İsrail kara saldırısı başlatır mı? İsrail’in Gazze’deki soykırımı Lübnan’da da yaşanır mı? Dr. Hazar Vural Jane bölgede son gelişmeleri milliyet.com.tr için değerlendirdi.
17-18 Eylül tarihlerinde Lübnan’da çağrı cihazları ile telsizlerin patlatılması ve ardından gerçekleşen Beyrut saldırısında toplamda 84 kişi öldü.
İsrail ordusunun 20 Eylül’de Beyrut’un güneyine düzenlediği hava saldırısında 3’ü çocuk 7’si kadın 45 kişi hayatını kaybetti. Hizbullah, saldırıda aralarında üst düzey askeri komutanlarından İbrahim Akil’in de bulunduğu 15 mensubunun öldüğünü duyurdu.
İsrail savaş uçakları dün de Lübnan’ın güneyindeki En-Nebatiye kentine bağlı Ez-Zerrariye ve Ensar beldeleri arasındaki bölgelere ve vadilere hava saldırısı düzenledi.
Lübnan Sağlık Bakanlığı bu saldırılarda 35’i çocuk, 58’i kadın olmak üzere 492 kişinin yaşamını yitirdiğini ve 1600’u aşkın kişinin yaralandığını açıkladı.
Saldırılarda, Abba, Cebşit, Eş-Şarkiye, En-Nemriye, Kefer Tenbit, Nebatiye el- Fevka, Deyr ez-Zehrani, Rumin, Humin el-Fevka, Yahmur, Arnun ve Secd beldeleri çevresi, Kefer Rumman otoyolu, Et-Tuffah bölgesindeki tepeler ve Er-Reyhan dağı gibi birçok nokta da hedef alındı.
Aynı zamanda İsrail, ülkenin doğusundaki Bekaa, Şemstar, Budayi, En-Nebi Şit ve Bealbek gibi bir çok bölgeye de hava saldırıları gerçekleştirdi. İsrail savaş uçakları, Lübnan’ın güneyindeki Ed-Delafe eteklerindeki Litani Nehri yatağı ve Sur’un doğusundaki bölgeleri de yoğun şekilde bombaladı.
Öte yandan Lübnan’ın güneyinden İsrail’in Hayfa kenti çevresine bir dizi roket atıldı. Atılan roketler, İsrail hava savunma sistemi “demir kubbe” tarafından imha edildi.
TÜRKİYE’DEN İSRAİL’İN SALDIRILARINA TEPKİ
Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarına, “İsrail’in Lübnan’ı hedef alan saldırıları, İsrail’in tüm bölgeyi kaosa sürükleme çabasının yeni bir aşamasıdır.” ifadesiyle tepki gösterdi.
KAÇIŞ BAŞLADI
Ülkenin güney bölgelerinden başkent Beyrut’a ve kuzey bölgelerine göç dalgası devam ediyor.
“HİZBULLAH SESSİZ KALMAYACAK”
ABD’nin desteğini alan İsrail’in Lübnan planı ne? Lübnan’a yönelik hava saldırılarının ardından İsrail kara saldırısını da başlatır mı? Bu saldırılar karşısında İsrail’e nasıl bir karşılık verilecek?
İsrail’in ABD desteğini böyle bir ortamda aldığı takdirde sonuçların Lübnan için çok yıkıcı olabileceğini belirten İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim üyesi Dr. Hazar Vural Jane, Hizbullah’ın sessiz kalmayacağını ve oradaki insanların Lübnan’ı korumak için karşılık vereceğini ifade etti.
“SÜREKLİ YENİLİKLERİ İÇEREN BİR KARŞILAŞMA”
Jane yaşanan son gelişmeleri milliyet.com.tr’den Sercan Dinç’e değerlendirdi; İsrail ve Lübnan Hizbullah’ı arasında son aylardır devam eden karşılaşma özellikle Tel Aviv tarafından, ‘Uzun süredir tüm savaş planları imzalandı ve bu savaşın emri verildi’ açıklamalarına rağmen karşılıklı vuruşlarla gerçekleşiyordu. Tabi savaşın bir başka yüzü olan ‘dijital’ tarafını da geçtiğimiz hafta gördük. Sürekli yenilikleri içeren bir karşılaşma.
İsrail’in Lübnan konusunda planı ne? Yani içeride Hamas’ı 1 yıldır yenemeyen İsrail’in dünyada da 7 Ekim öncesi ve sonrası şeklinde karşılaştırdığımız zaman oldukça sıkışmış. Güvenlik açısından sorun yaşayan bir İsrail olduğunu da düşünürsek; İsrail’in Lübnan planının ne olduğunu ve hava saldırısı sonrası bir kara saldırısı ihtimali noktasına şöyle yaklaşabiliriz;
İSRAİL TEK BAŞINA YETERSİZ
İsrail kendisine tehdit oluşturan hiçbir örgütü ve yapıyı yakınında istemiyor. Hamas, Hizbullah, İran ya da diğerleri. Fakat İsrail’in elindeki kapasite, güç unsurlarına baktığınız zaman bunların İsrail’in tek başına bütün bu ‘direniş ekseni’ olarak adlandırılan parçalarla aynı anda savaşmak için yetersiz olduğunu söyleyebiliriz.
“BÖLGENİN SİNİR UÇLARIYLA UZUN SÜREDİR OYNUYOR”
Evet. Havadan vurabilir, vuruyor ve yine vuracaktır. Fakat ‘karadan girme’ konusu aylardır konuşulduğu halde gerçekleşmemiş bir konu. Aslında İsrail, ABD olmadan bunu yapabilecek bir güce potansiyele sahip değil. Belki de tek başına yapacak gücü olmadığı için İsrail belki de dünyayı ve etrafını, İran’ı bu kadar kışkırtıp, bu kadar karşıt güçleri provoke edici eylemlerle bölgenin sinir uçlarıyla uzun süredir oynuyor.
‘ABD, İSRAİL’İ YALNIZ BIRAKAMAYACAKTIR’
Eğer İran’dan ya da diğer parçalardan eş zamanlı bir saldırı gelirse ABD, İsrail ile güvenliği örtüştüğü için İsrail’i yalnız bırakamayacaktır. Her ne kadar savaş istemese de o noktada İsrail’e destek olmak durumunda kalacaktır. Bugüne kadar da ABD’nin İsrail’e çok çeşitli boyutlarda büyük bir destek verdiği ortada. Fakat Amerika’nın doğrudan vurması, Hizbullah’ı veya diğer parçalara yönelik birtakım engellemeler gerçekleştirmesi tabi o noktada ABD’nin nasıl destek vereceğini bilmiyoruz. Bu da konuyla doğrudan ilintili. Biliyoruz ki Tahran ve Washington 2024 yılı boyunca bölgede yeni bir savaş istemediklerini ve cephenin genişlemesini istemediklerini söylemişlerdir.
GAZZE’DE YAŞANANLAR LÜBNAN’DA DA YAŞANIR MI?
İsrail, ABD desteğini böyle bir ortamda alırsa Lübnan gibi kırılgan, Lübnan gibi yorgun bir ülke için çok yıkıcı sonuçlar doğurabilir. Açıkçası normlar ve değerler İsrail için geçerli değil. Bunu 1948’den beri gözlemliyoruz. Hiçbir sivil, çocuk, kadın ayrımı gözetmeksizin dokunulmayacak tüm gruplar da dahil olmak üzere sağlık çalışanları, okullar, hastaneler vs. İsrail’in hedefine kolaylıkla geçebildiğini görüyoruz.
Dolayısıyla Gazze’de yaşananları Batı Şeria’da da Lübnan’da da yaşatmayacağının bir garantisi yok.
‘HİZBULLAH HER ŞEYİ HENÜZ ORTAYA KOYMUŞ DEĞİL’
Hizbullah, Hamas değil. Hamas’tan daha fazlası. Husilerin elindeki 2 bin km öteden füzelerin çok daha fazlası Hizbullah’ın elinde de olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bu noktada Hizbullah kendi deyimiyle onun da bir planı var. Bir sabır gösteriyor ve elindeki her şeyi henüz ortaya koymuş değil. Uzun zamandır da itidalli söylemlerde bulunuyor. Fakat özellikle Fuad Şükür’ün öldürülmesi ve sonrasın dijital saldırılar sürekli Hizbullah komutanlarının öldürülmesi, halihazırda kayıpların 500’e yaklaşması, özellikle Lübnan’da sivillerin her gün hedef alınması Hizbullah açısından çok büyük bir problem.
İsrail dünyaya ‘başka çare yok’ demeye çalışıyor. Evet, Hizbullah’a zayiat ve hasar veriyor. Fakat 40 yıldır Hizbullah orada. Öyle taktik ve birtakım vuruşlarla ya da kazanılmış ufak cephelerle Hizbullah gibi bir yapının direncini kırmak çok mümkün görünmüyor. Hamas’ın da içerde direnci kırılmadığı gibi halihazırda bugün Gazze’den de direniş devam ettiği gibi Hizbullah’ta öyle kolay yok edilecek bir yapı değil.
Aslında gelinen bu noktada karadan bir müdahalenin hala yapılmamış olması da İsrail’in bunu tek başına yapacak gücünün olmadığını bir göstergesi olarak ortaya çıkıyor.
“BU BİR VAROLUŞ MÜCADELESİ”
Hizbullah’ın bundan sonra ne yapacağı ve nasıl karşılık vereceği bir konu. Fakat Lübnan’da sivillerin hayatı tehlikeye atıldıkça ve Lübnan bu kadar şiddetin içine boğuldukça Hizbullah’ın da sessiz kalmayacağı, tabii ki oradaki insanların Lübnan’ı korumak için de karşılık vereceğini söylemek yanlış olmaz. Bu bir varoluş mücadelesi ve bu karşılaşma devam edecek gibi görünüyor.