Türk sinemasının 85 yaşındaki usta ismi Aydemir Akbaş, hayatına dair bilinmeyenleri anlattı. Akbaş, “Eğer Beyhan ile evlenmeseydim nikah masasına oturmak isteyeceğim kişi kesinlikle Nebahat Çehre olurdu” dedi
Yeşilçam’ın ünlü oyuncularından Aydemir Akbaş, Akşam’dan Yasemin İlan’ın sorularını yanıtladı.
Meslektaşı Beyhan Benek ile ilk kez 1964 yılında nikah masasına oturan Aydemir Akbaş, iki kez boşanıp üç kez evlendi. Her seferinde kişi aynıydı: Beyhan Benek.
“NEBAHAT’IN KALİTESİNE ULAŞMAK ZORDUR”
“Eğer Beyhan ile evlenmeseydim nikah masasına oturmak isteyeceğim kişi kesinlikle Nebahat Çehre olurdu” diyen Aydemir Akbaş, “Onun ev hanımlığına, düzenine hayranım, gerçek bir kadındır. Geçmişte Yılmaz Güney ile evli olduğu zamanlar birbirimizin evine çok gidip gelirdik, muhteşem bir ev hanımıdır. Onun gibi bir kadın zor bulunur. Çok güzel yaşadı, kaliteli insanlarla vaktini geçirdi o yüzden şimdi hayatına kimseyi almıyor. Nebahat’in kalitesine ulaşmak zordur” dedi.
“BASİT NEDENLERLE BOŞANDIK, BİR AY SONRA TEKRAR BARIŞTIK”
Eşi Beyhan Benek ile boşanma nedenlerinin basit ve komik nedenler olduğunu dile getiren Aydemir Akbaş, “İkimiz de inatçıyız, sorunlarımız hep çok basit nedenlerden kaynaklandı. Ayrılıklarımız birkaç ay sürüyor. Yemek neden iyi pişmemiş, çorabını neden oraya koyuyorsun gibi saçma tartışmalar yüzünden boşanıyoruz. Bir ay sonra tekrar barışıyoruz. Nikah şahitlerimiz Metin ve Nevra Serezli oluyordu, onlar da bıkmışlardı artık şahit olmaktan. Yeter dediler son nikahımızda” diye konuştu.
“İBRAHİM’İN YAŞADIKLARI AŞK DEĞİL”
“En yakın arkadaşınız İbrahim Tatlıses ile ters düşüyorsunuz. O kendini aşk adamı olarak lanse ediyor, aşık oluyor ve zaman kaybetmeden evleniyor” yorumu karşısında Aydemir Akbaş şunları söyledi:
İbrahim’in yaşadıkları da aşk değil. Sanatçı beraber çalıştığı kişiye ister istemez bir hayranlık duyar ama buna aşk denmez. Bizim basın buna aşk diyor. Olmaz, olamaz… Bu biraz röportaj abartması, biraz reklam kokuyor. Ama bir şey hissedersin karşındakine çok fazla zaman geçirdiğin için. Güya ben Nükhet Duru ve Fatma Girik’e aşık olmuşum. Hayır ben aşık olmadım, onlarla çalışmaktan keyif aldım, heyecanlandım. Zevk almaktır, hayranlık duymaktır bu. Günümüzdeki oyuncular arasındaki aşk sanılan şey bu. Ben Nükhet Duru’nun elini bile tutmadım ama kimse inanmıyor. Tabi herkesten böyle etkilenilmez, seçici olacaksın. Nükhet hoş bir kadındı, sesi güzeldi. Güzellik etkiler beni… Bir de bugün bile gezerken yanımda hep genç ve güzel kadınlar olsun isterim. Bu moral veriyor insana. Transparan, dekolte giyimden hoşlanmam, kıskanırım. Yanımda yürüyen kadın açık giyinmişse onunla yürümem başkalarının bakışlarından rahatsız olurum. Çünkü etraf bakıyor kardeşim ben bile hala güzel, açık giyinmiş bir kadın görünce bakıyorum. Eşim Beyhan da zamanında çok açık giyiniyordu bağırma çağırma oldu ama dinlemedi, bildiğini okudu her zaman.
“ŞAFAK SEZER KAFASINI KULLANAMIYOR”
Kolpaçino’da birlikte rol aldığı Şafak Sezer ile ilgili konuşan Akbaş, “Şafak Sezer veliahtım olabilir çok büyük kabiliyet, çok yumuşak esnek ama kafasını kullanmıyor. Huysuzlukları var. Şimdi bıraktı, öyle diyor. Yaptığı yanlışların cezasını çekiyor” dedi.
“EN BÜYÜK KORKUM ÖLMEK”
En büyük korkusunun ölmek olduğunu dile getiren Aydemir Akbaş, “Hayatı o kadar çok seviyorum ki, hayat o kadar güzel ki her şeye rağmen, nefes almak çok değerli. İbo kazayı geçirdiğinde ‘iyi ki nefes alıyor’ dedim. Aldığı darbe öldürücüydü, kaybedebilirdik. Nefes almak bile çok önemli. Bugün etrafıma bakıyorum akranım kimse kalmamış. Eş dostlarıma bakıyorum yoklar, basından kimse yok, sinemanın cenazesinde kimse yok, çocukluk arkadaşlarım yok, lise arkadaşlarım yok, yok, yok… Kendimi bazen ‘mucize bir adam gibi’ hissediyorum” diye konuştu.
“MİRASIMI GALATASARAY CEMİYETİNE BAĞIŞLAYACAĞIM”
Kazandığı tüm parayı gece hayatında yediğini anlatan Aydemir Akbaş, “Birikimim çok fazla değil ama mirasımı Galatasaray Cemiyeti’ne bağışlayacağım. Tabii bunu yaparken evvela kendi ailem, akrabalarım ve dostlarımı düşünmek zorundayım. Onlara bırakacaklarımı bıraktıktan sonra bağış yapabilirim. Ailen, akrabaların açken başkasına yardım etmek, bağış yapmak uygun değil, önce çevreni düşüneceksin. Benim akrabam dururken ben kalkıp cemiyete bağış yaparsam anlamı yok” diye konuştu