Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda görüşülen 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi kapsamında Bakanlığı ve bağlı kurumlara ilişkin kapsamlı bir sunum yaptı. Sunumun ardından milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Şimşek, vergi borçlarının silinmesine ilişkin tartışmalara net ifadelerle açıklık getirdi.
Bakan Şimşek, vergi silme yetkisinin yalnızca TBMM’ye ait olduğunu vurgulayarak, “Benim vergi silmek gibi bir yetkim yok. Böyle bir yetkiyi istemiyorum da” dedi. Vergi muafiyetleri ve istisnalarının anayasa gereği yalnızca kanunla düzenlenebileceğinin altını çizen Şimşek, bu konuda herhangi bir keyfi uygulamanın söz konusu olamayacağını belirtti.
Enflasyonda düşüş vurgusu
Sunumunda ekonomik gelişmelere de değinen Bakan Şimşek, 2022–2023 yılları sonunda yüzde 64–65 bandına yerleşen enflasyonun, geçen yıl yüzde 44,4 seviyesine gerilediğini hatırlattı. Şimşek, 2025 yılı Kasım ayı itibarıyla enflasyonun yüzde 31,1 seviyesinde gerçekleştiğini belirterek, bu oranın hedeflerin bir miktar üzerinde olduğunu ifade etti.
Şimşek, temel mal enflasyonunda belirgin bir düşüş yaşandığını vurgulayarak, dayanıklı tüketim malları ve giyim gibi ürünlerde enflasyonun yüzde 18,6’ya kadar gerilediğini, gıda enflasyonunun ise yüzde 27 seviyelerine düştüğünü söyledi. Manşet enflasyonun halen yüzde 30’un üzerinde seyretmesinin temel nedeninin ise hizmet sektörü enflasyonu olduğunu kaydetti.
Kira artışlarına yönelik mesaj
Hizmet enflasyonunun dezenflasyon tedbirlerine gecikmeli tepki verdiğini belirten Bakan Şimşek, geçmişte kira ve eğitim ücretlerine üst sınır getirildiğini hatırlattı. Bu düzenlemelerin de bazı yan etkiler oluşturduğunu ifade eden Şimşek, son iki yılda kira ve eğitim enflasyonunun manşet enflasyonun en az iki katı hızla arttığını söyledi.
Önümüzdeki döneme ilişkin beklentilerini paylaşan Şimşek, sosyal konut seferberliği ve deprem konutlarının tamamlanmasıyla birlikte konut arzının artacağını belirterek, bu durumun kira artışlarını sınırlayıcı bir etki yaratacağını vurguladı.
Vergi ve harçlarda yeni dönem
2026 yılına ilişkin vergi ve harç güncellemelerine de değinen Bakan Şimşek, bu düzenlemelerin yeniden değerleme oranına göre değil, enflasyon oranı dikkate alınarak yapılacağını açıkladı. Ancak vatandaşların lehine olan düzenlemelerde farklı bir yaklaşım izleneceğini ifade eden Şimşek, gelir vergisi tarifesi gibi alanlarda yüzde 25,5 olan yeniden değerleme oranının esas alınacağını söyledi.
Şimşek, “Kamunun fiyatlarını yüzde 16–19 bandında belirlerken, vatandaşın lehine olan hususlarda yeniden değerleme oranını uygulayacağız” diyerek bu konuda dengeli bir politika izleneceğini dile getirdi.
“Türkiye program sayesinde olumlu ayrıştı”
Ekonomi programının sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakan Şimşek, gelişmekte olan ülkelerde risk priminin ortalama 62 baz puan düştüğünü, Türkiye’de ise bu düşüşün 487 baz puan seviyesinde gerçekleştiğini hatırlattı. Şimşek, bu tablonun Türkiye’nin uyguladığı program sayesinde olumlu yönde ayrıştığını gösterdiğini söyledi.
Düşen risk priminin somut faydalarına dikkat çeken Şimşek, kamunun ve özel sektörün dış borçlanma maliyetlerinin ciddi ölçüde gerilediğini ifade etti. Mayıs 2023’te 5 yıl vadeli dolar cinsi tahvillerin faizinin yüzde 11,3 olduğunu belirten Şimşek, bu oranın bugün yüzde 5,5 civarına kadar düştüğünü söyledi.
Vergi muafiyetleri Meclis’in yetkisinde
Sunumun ardından milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Bakan Şimşek, vergi borçlarının silinmesine yönelik eleştirilere bir kez daha açıklık getirdi. Şimşek, “Vergi borçlarını yüce Meclisimiz dışında hiçbir makam silemez. Vergiye ilişkin tüm muafiyetler anayasa gereği kanunla düzenlenir. Kanunla düzenlenmemiş hiçbir istisna ve muafiyet söz konusu değildir” ifadelerini kullandı.
Vergi harcamalarına da değinen Şimşek, asgari ücretin vergi dışı bırakılmasının 2026 yılı maliyetinin 1,1 trilyon lira olduğunu belirterek, bunun da bir vergi harcaması olduğunu söyledi. Asgari ücrete vergi getirilmesinin söz konusu olmadığını vurgulayan Şimşek, geçmişte yapılan kanun değişiklikleriyle vergi aslının uzlaşmaya tabi olmayacağına ilişkin düzenlemelerin hayata geçirildiğini hatırlattı.



















