HaberKonseyi Editör
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. KÖŞE YAZISI
  4. MERCEK ALTINA ALDIM YAKINDA BOMBAMI PATLATACAĞIM

MERCEK ALTINA ALDIM YAKINDA BOMBAMI PATLATACAĞIM

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Vallahi migrenim tuttu. Başıma ağrı bıçak gibi saplandı. Nedir bu ya. Kaç gündür Dallas dizisini bile geçti. Ortada paralar uçuşuyor. Seks hikâyeleri dolanıyor. Kaset güzellemeleri yapılıyor. Yalanla dolan kol kola girmiş dolaşıyor. Yahu biz ne zaman bu kadar kirlendik? Paranın gözü kör olsun. Olan biten, komplo olarak milletin önüne sunulan hep para yüzünden değil mi?

Bu milletin dolandırıcısı eksik olmaz. Yargı hep peşindedir böylelerinin. Ama ben de peşlerindeyim. Kulaklarını çekmek için. Doğrucu Davut’um ya ondan

Bu biraz yazı sert olacak…  Çünkü, söylenemeyenler artık söylenecek! Medya dünyasının karanlık koridorlarında fısıldanan ama açıkça dile getirilmeyen ne varsa, hepsini ortaya dökeceğim. Bu kirli düzene sessiz kalmak suç ortaklığı demek.

 

Ayşe Barın olaydır ve bu olay sadece bir başlangıçtır.  Yurt dışı yasağı konulmuş olabilir ama ardından geleceklerin sinyalleri çok daha büyük patlamaların habercisidir. Magazin basınının birçok isminden televizyon kanal genel müdürlerine, yapımcılardan menajerlere kadar herkes bu sistemin bir parçası olmuş durumda. Ne yazık ki…

 

YEŞİLÇAM’IN KİRLİ GEÇMİŞİNDEN GÜNÜMÜZE

 

İşin temeline inmek gerekirse, Yeşilçam zamanlarından beri söylentilere konu olan “yönetmenin yatağından geçmeden şöhret olunamaz” iddiası, kısmen de olsa gerçeği yansıtıyor. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz; bu söz boşuna söylenmemiştir. İşte bu zihniyet, dönem değişse de özünü yitirmeden devam ediyor.

 

TEKELLEŞME VE GÜÇLÜNÜN ZULMÜ

 

Ajanslar ve menajerler, özellikle de sektörün belli başlı isimleri, oyuncuları kontrol altında tutuyor. Ayşe Barın gibi isimler, sektörde birer diktatör haline gelmiş durumda. Bu insanlar, etraflarında bir tarikat gibi örgütlenerek sözlerinden çıkan herkese kapıları kapatıyor. Onların izni olmadan oyuncuların reklamlarda oynaması, dizilerde ya da filmlerde yer alması imkansız hale geliyor. Yani özgür bir sektör hayali kocaman  bir yalan.

 

REKLAM DÜNYASININ KİRLİ YÜZÜ

 

Ayşe Barın, reklam şirketlerini de avucunun içine alarak, bu sektörü kendi çıkarına kullanmış durumda. Oyuncularına ayarladığı reklamların ardından büyük meblağlar kazanıyor. Örnek mi? Serenay Sarıkaya ve Mert Demir ortak reklam projeleriyle bunu gözler önüne seriyor. Ancak bu yüzeyde görülen bir detay; derine inildikçe, konuşmakta çekinilen çok daha fazla kirli ayrıntı var.

 

KARARLAR KİM TARAFINDAN ALINIYOR?

 

Dizilerin, filmlerin ya da reklam kampanyalarının kime ait olacağı, hangi oyuncuları barındıracağı, hangi mesajları içereceği yapımcılardan çok kanal yöneticileri tarafından belirleniyor. Bu yöneticiler, projelere onay verirken aynı zamanda gelirden de pay alıyor. Magazin medyası yöneticilerinin de bu kirli işlerin içinde olduğu, paylar aldığı çok net bir gerçek.

 

ŞİMDİ GERÇEKLERİN ÜZERİNE GİTME ZAMANI

Bu pisliklerin ortaya çıkması için, bu köşeden yazmaya devam edeceğim. Kirli oyunları teker teker deşifre edeceğim. Medyanın, siyasetin ve güzel görünmeye çalışan şaşalı dünyanın arkasında neler olduğunu gözler önüne sereceğim. Susmadım, susmayacağım! Gerçeklerin sesi ne kadar bastırılmak istenirse istensin, bu ses yankılanmaya devam edecek.

 

Bekleyin! Daha çok bomba patlayacak!

MERCEK ALTINA ALDIM YAKINDA BOMBAMI PATLATACAĞIM
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Konseyi | Doğru Tarafsız Gazetecilik ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin