Bir ülke düşünün ki; binlerce yıllık tarihe, konumu ile en stratejik öneme sahip,(bana göre) dünyanın en güzel şehri İstanbul’a sahip, medeniyetin doğduğu kadim topraklar sınırları içerisinde, en güzel plajlar, en güzel deniz, şahane bir iklim ve zengin yer altı madenleri… liste uzar!
Sahip olduklarımızın yarısına bile sahip olanlar, kendilerini şanslı sayıyor! Ama benim güzel Türkiye’m, bize rağmen ayakta kalmaya çalışıyor.
Mesela, Bor bizde, Lityum var ve en önemlisi, Avustralya’dan sonra 2. en büyük rezerve sahip olduğumuz TORYUM var. Bilinen rezerv şimdilik 694 milyon ton. Araştırmalar devam ettiği için şimdilik diyorum. Bu rakam sadece bizim değil, tüm dünyanın enerji açığını kapatacak büyüklükte. Türkiye’nin yıllık enerji gideri yaklaşık 50 M $. 2025’ten itibaren dünya, şimdikinden daha büyük bir enerji sıkıntısıyla karşı karşıya kalacak,….yani bu uzmanların öngörüsü. Petrol ve Doğalgaz, gelişen teknolojinin ihtiyaç duyacağı enerji için yeterli olamayacak…kaldı ki; çevresel nedenlerden dolayı, olmaması , insanlık için daha hayırlı!
Söyle ki; 1 ton Toryum=1 milyon ton Petrol enerjisi demek. Toryum üzerinden hesaplarsak, Türkiye’nin senelik ihtiyacı sadece 50 ton! Aylık elektrik faturanızın 10 TL, ısınmak için ödediğiniz faturanın 20 TL ve elektrikli aracınızı komik rakamlarla şarj edebileceğiniz bir projeden söz ediyorum. Plütonyum ve uranyumun bıraktığı radyoaktif atıklar tartışma konusu iken, temiz enerji dedikleri şeyin tam karşılığının TORYUM olduğu söyleniyor.
Cern’da W ve Z parçacıklarının keşfine büyük katkı sağlayan ,1984 Nobel Fizik Ödülü sahibi Carlo Rubbia… Nükleer Reaktör çalışmalarının öncüsü olmuş. Hızlandırıcı reaktörü yapmışlar da… ama sonrasında, nedendir bilinmez AB çalışmaları durdurmuş…güya güvenlik sebebiyle…bahsettikleri nükleer silah tehlikesi ancak Uranyum veya plütonyum kullanılırsa haklı bir gerekçe olur ama toryum da böyle bir tehlike söz konusu değil.
Fizikçi değilim ama anladığım kadarıyla, bu reaktör hızlandırıcı ile tetiklendiği için patlama riski yokmuş… Toryum madeni bu hızlandırıcı reaktörle enerji haline dönüştürülüyormuş. Bunun içinde Hızlandırıcı Merkez yapmamız gerekiyor..biz zaten projeye başlamıştık, sonlandırmaya az kala, rahmetli Prof. Engin Atık ve 6 kişilik ekibi, bu buluşlarını dünya basınına duyurmak için Isparta’ya giderken, göz göre göre denilebilecek bir uçak kazasında hayatlarını kaybettiler. Talihsizlik diyemiyorum… kafamda çok fazla soru işaretleri!
Prof. Engin Arık hanımefendi ,dünyadaki en iyi Fizik profesör den biri olarak gösteriliyor… Yanılmıyorsam ilk 14’teymiş.Hepimizin minnetini ve saygısını hak eden bu hanımefendinin ve ekibinin nurlar içinde yatmasını diliyorum. Önemli kayıplar sebebiyle yarım kalan bu bayrağın devralındığını varsayıyorum. Bu arada Çin hızlandırıcı merkezi yapmayı başardı..
Emperyalist Kültürün mottosu, ÇAL ve SÖMÜR üzerine olduğu için, Petrol’ün şimdikinden daha da öneme ve rezerve sahip olduğu zamanlarda….yık , parçala, böl taktiğiyle Petrol ülkelerine, terörü yolladılar! Yıllardır dünya ekonomisini petrol fiyatlarıyla dize getirip yönetenler… yani petrol devleri…şimdi insanlığı, dünyayı ve doğayı kirletmekle suçluyorlar! Sözün bittiği yer dedikleri bu işte! Bu arada, temiz enerji diye ortalığı yıkanlarla, petrol için (onlara göre) Ortadoğu’yu kan gölüne çevirenlerin aynı insanlar olduğunu bilmek lazım
Sonradan “AA pardon” demek zorunda kalacaklarını bildikleri bahanelerle, Kaddafi’yi öldürerek,kişi başı gelirin en yüksek olduğu,en zengin ülkelerden biri Libya’yı ne hale getirdiklerini bilmek lazım. Yine bahanelerle Afganistan’ı İrak’ı ne hale getirdiklerini bilmek lazım, 1978’de Humeyni’nin, Paris’ten,sırtı sıvazlanarak Tahran’a gönderildiğini unutmamak lazım. Şimdi burun kıvırdıkları Petrol için,dünyayı kan gölüne çevirdiklerini unutmamak lazım…yani akıllı olmak,önceden olduğu gibi birbirimizi yememek lazım!
O zamanlar Petrol için savaşlar planlayanlar şimdi de temiz enerji için benzer bahaneleri Türkiye için uydurmasın! Biden ne kadar muhalafeti destekleyeceğiz dese de…güvendikleri kişiler istedikleri performansı gösterebilecek kapasitede değiller! Korkum şu ; üzerinde oturduğumuz bu hazinenin bize cezası, demokrasi adı altında ” Allah korusun” Pennsylvania’dan İstanbul’a kalkan bi uçak olmasın!