10 Ağustos 2025 tarihinde İstanbul’da gözaltına alınan avukat Rezan Epözdemir, 14 Ağustos’ta “rüşvete aracılık etmek” suçlamasıyla tutuklanmıştı. Epözdemir, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, kendisine yönelik iddiaları sert bir dille eleştirdi ve hukuka aykırı olduğunu savunduğu tutuklamanın ardından dikkat çeken ifadeler kullandı.
Epözdemir paylaşımında, kendisine kurulan kumpasın sosyal medya üzerinden yürütüldüğünü belirterek, “Eğer bu dosyadan mahkum olursam hayatıma son vereceğim. Benim için hiç yaşamamak, onursuzca yaşamaktan iyidir” dedi. Avukat, açıklamasında üç çocuğu, eşi ve ailesine dikkat çekerek, yaşanan iftira ve trol faaliyetlerinin aile fertlerini olumsuz etkilediğini dile getirdi. Epözdemir ayrıca, Can ve Ciner Holding soruşturmasıyla haksızca ilişkilendirilmesine, hak ve hukuk mücadelesine karşı yapılan itibarsızlaştırma girişimlerine tepki gösterdi.
Epözdemir’in açıklamaları, Türkiye’de hukuk süreçlerine olan güven ve sosyal medyanın kişisel haklara etkisi açısından da tartışma başlattı. Uzmanlar, sosyal medya üzerinden yürütülen “itibar saldırıları” ve hukuk süreçlerinin kamuoyu nezdinde yarattığı baskının, bireyler üzerinde ciddi psikolojik sonuçlar doğurabileceğini vurguluyor.
Selahattin Demirtaş’ın Tahliyesiyle İlgili Kulisler
Diğer yandan, Ankara’da eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tahliyesiyle ilgili kulis bilgileri gündeme geldi. TGRT Haber Ankara Temsilcisi Fatih Atik, Demirtaş hakkında çıkan tahliye iddialarını değerlendirdi. Atik, Kobani davası kapsamında verilen 42 yıllık hapis cezasının kesinleştiğini, bu nedenle tahliyenin resmi olarak mümkün olmadığını açıkladı.
Ancak yerel mahkemenin kararının istinaf ve Yargıtay aşamalarından geçmediği, dolayısıyla kesinleşmiş bir hükümden söz edilemeyeceği de belirtiliyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Temmuz ayında verdiği üçüncü “hak ihlali” kararının 8 Ekim’de kesinleşebileceği ve bu karar doğrultusunda tahliye beklentisinin oluştuğu iddiaları gündeme geldi. Atik, daha önce benzer AİHM kararlarının uygulanmadığını hatırlatarak sürecin belirsiz olduğunu ifade etti.
Tahliye gündemi, Türkiye’deki terörle mücadele ve hukuk sistemi arasındaki hassas dengeyi bir kez daha gözler önüne seriyor. Uzmanlar, Demirtaş’ın olası tahliyesinin siyasi ve toplumsal yankılar yaratabileceğini vurguluyor.
Bu iki gelişme, Türkiye’de hukuki süreçlerin, sosyal medyanın ve siyasi kulislerin nasıl iç içe geçtiğini ve kamuoyunu nasıl etkilediğini gösteriyor. Rezan Epözdemir’in açıklamaları bireysel haklar ve sosyal baskı konularını gündeme taşırken, Selahattin Demirtaş’ın durumu siyasi dengeleri ve hukuk prosedürlerini tartışmaya açıyor.


















