İkinci Körfez Savaşı’nın ardından ortadan kaybolan ve ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri tarafından bir süre aranan Saddam Hüseyin’i yakalayan asker sessizliğini bozdu. ABD’li askerin açıklaması ile 20 yıllık sır deşifre oldu.
Irak’ın 2003 yılında devrilen lideri Saddam Hüseyin’in yakalandığı operasyona dair yeni bilgiler ortaya çıktı.
ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin başkent Bağdat’a girmesi üzerine adeta sırra kadem basan Saddam’ı yakalayan asker dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Kevin Holland’ın açıklamaları ile 20 yıllık sır adeta deşifre oldu.
İngiliz Daily Mail gazetesinde yer alan habere göre, Holland’ın gelen ihbar üzerine bölgeye gittiklerini belirtti ve operasyonun bilinmeyenlerini anlattı.
Saddam’ı saklandığı yerden Teksaslı bir askerin çıkardığını belirten Holland, yanında silah olması ihtimalini göz önünde bulundurarak devrik lideri derdest ettiklerini belirtti.
SADDAM’IN DUYDUĞU İLK SÖZ: BUSH’UN SELAMI VAR
Daha sonra Saddam’ı bağladıklarını belirten Holland, ona ‘Başkan Bush selamlarını iletiyor’ dediklerini söyledi.
Saddam’ın kendilerine İngilizce olarak müzakereye açık olduğunu söylediğini belirten Holland, ona ‘Artık çok geç’ yanıtını verdiklerini belirtti.
Çektikleri görüntülerin ABD basınıdna yayınladığını söyleyen Holland, devrik liderin bir delikte bu kadar uzun süre nasıl hayatta kaldığı sorulduğunda ise şu yanıtı verdi; ‘Orada uzun süre kalmıyordu.’
Holland bölgede Saddam’ın iki korumasının olduğunu da sözlerine ekledi.
SİYASETLE ERKEN TANIŞTI
1937 yılında Tikrit’te dünyaya gelen Saddam’ın siyasetle tanışıklığı ilk gençlik günlerine kadar uzanıyor. O günlerde kendini, Arap dünyasına egemen ulusçu-özgürlükçü ve anti emperyalist rüzgara kaptıran Saddam, genç yaşlarda Baas Partisi’ne katıldı. 1956 yılında başarısız bir darbe girişiminde bulundu. Monorşinin sona ermesinden ardından Başbakan Abdül Kerim Hassam’ı öldürmek için oluşturulan bir suikast örgütünün içinde önemli bir rol oynadı. Ancak bu olay açığa çıktı ve Saddam ülke dışına kaçmak zorunda kaldı.
1963 yılında Baas Partisi iktidara gelince ülkesine geri döndü. Bu sırada kuzeni Sacide ile evlendi ikisi erkek üçü kız beş çocuğu oldu. Ancak geçen yıllar Baas Partisi ile arasındaki farklılıklar derinleşmeye başladı. Çatışmalar iyice sertleşince Saddam hapse atıldı.
DARBE HAPİSTEN KURTARDI
1968 yılında yapılan darbe Saddam’ı da hapisen kurtardı. Parti içinde hızla yükselen Saddam, taviz vermez kararlılığı ve sertliği sayesinde Baas’ın en önemli yapılarından olan Devrim Konseyi Kurulu’na girdi. Zamanla konumunu iyice pekiştirdi ve Başkan Ahmed Hasan Bekri iktidarının perde arkasındaki asıl güç kaynağı oldu. 1979 yılında ise bir darbeyle iktidara el koyarak ‘perdeyi indirdi’. İlk iş olarak da muhaliflerine karşı acımasız bir ‘imha’ kampanyası başlattı.
O tarihten bu yana Saddam iktidarını, güçlü bir istihbarat ağına dayanan baskıcı yöntemlere dayandırdı. Sesini yükselteni öldürmekten hiç çekinmedi. Bazen bu imha kampanyaları, Halepçe örneğinde olduğu gibi, kentin tamamına yönelik ‘soykırım’ haline de dönüştü.
İKTİDAR HIRSININ FATURASINI HALKI ÖDEDİ
1980 yılında Saddam kendisini Arap dünyasının liderliğine taşıyacak, Batı’nın gözünde de vazgeçilmez kılacak bir fırsat gördüğünü sandı. İran’da İslam Devrimi bütün hızıyla sürmükteydi. Humeyni rejiminin başta ABD olmak üzere Batı ile ilişkileri giderek kötüleşiyor, İran, ‘devrim ihracı’ politikasıyla’ tüm bölge için bir tehdit olarak algılanılyordu. Saddam işte bu tesbite dayanarak İran’a savaş açtı. Hesapları, bu savaşta Batı’nın desteğini kolayca alacağına ve çalkantılı günler geçiren İran’ın fazla direnemeyeceğine dayanıyordu. Savaşın ilk günlerinde Irak askerleri önemli bir su bölgesi olan Şatt el Arab’ı ele geçirdi.
Ama İran, Saddam’ın tahmin ettiğinden daha dişli çıktı. Ve 8 yıl süren savaş yüzbinlerce insanın ölümüne yol açtı. İki ülkenin ekonomisi de tahrip oldu. Savaş bittiğinde her iki taraf da başlanılan noktadaydı.
SONA DOĞRU SADDAM
Petrolün, gücünü elindeki tek güç olduğu için çok iyi bilen Saddam, İran Savaşı’ndan umduğu kazancı elde edemeyince gözünü Kuveyt’e çevirdi. 2 Ağustos 1990 yılında Saddam’ın birlikleri Kuveyti işgal etti.
Kuveyt’in işgaliyle telaşlanan diğer Körfez ülkeleri Batı’ya iyice yanaştı. Suudi Arabistan toprakları çok uluslu güce açıldı. Saddam’ı geri çekilmeye ikna etmek için yürütülen çabalar da sonuçsuz kalınca, 17 Ocak’ta savaş başladı. Saddam’ın savaşı ‘bütün savaşların anası’ olarak niteledi ancak uluslararası güçlerin karşısında geri çekilmek zorunda kaldı ve Irak’ta ambargoların gölgesinde bir yaşam başladı.
Yıllarca süren ambargolar sırasında Saddam ve çevresindekiler konforlu hayatlarına devam ederken dünyanın en büyük petrol rezervlerinden birinin üzerinde yaşayan Irak halkı, açlık ve sefalet içinde kaldı.
İKİNCİ KÖRFEZ SAVAŞI
İkinci Körfez Savaşı’nın ardından Saddam, ailesi ve en yakın adamları ortadan kayboldu. Saddam’ın kurmayları bir bir yakalanırken, Saddam’ın zalimlikleriyle ünlenmiş oğulları Uday ve Kusay öldürüldü. Koalisyon güçleri, Saddam’ın doğum yeri olan Tikrit ve çevresinde aramalarını yoğunlaştırdı. Zaman zaman ortaya çıkan Saddam’ın hayatta olduğunu ve direnişi örgütlendiğini duyurduğu kasetleri ABD liderliğindeki güçlerde moral bozukluğuna yol açıyordu. Ancak 14 Aralık 2003 Cumartesi günü önce iddia olarak ortaya atılan “Saddam yakalandı” haberleri öğleden sonra sağlık kontrolünden geçirilirken çekilen görüntülerinin yayınlanmasıyla kesinleşmiş oldu.
Saddam 2008 yılında asılarak idam edildi.