Bilim dünyasında uzun süredir tartışılan Y kromozomunun geleceği, yeni araştırmalarla yeniden gündeme geldi. Evrimsel biyolog Jenny Graves’a göre, erkek cinsiyetini belirleyen Y kromozomu, atalarından miras aldığı genlerin büyük çoğunluğunu kaybetmiş durumda. Graves’in açıklamalarına göre, bu kromozomdaki genlerin yaklaşık yüzde 97’si evrim sürecinde yok olmuş. Eğer bu kayıp aynı hızla devam ederse, milyonlarca yıl içinde Y kromozomu tamamen işlevini yitirebilir.
Y KROMOZOMUNUN ROLÜ VE AZALMASI
İnsanlarda cinsiyet, sperm hücresinin taşıdığı X veya Y kromozomuna göre belirleniyor. Y kromozomu taşıyan sperm erkek bebek, X kromozomu taşıyan sperm ise kız bebek oluşumunu sağlıyor. Ancak Graves, Y kromozomunun genetik yapısının evrimsel süreçte sürekli olarak küçüldüğünü belirterek, erkeklik kromozomunun geleceği konusunda uyarıda bulunuyor.
MIT’den genetikçi Jenn Hughes ve ekibi ise farklı görüşte. Hughes, özellikle primatlarda Y kromozomunun uzun süredir stabil kaldığını ve yok olma riskinin sanıldığı kadar yüksek olmayabileceğini savunuyor. Araştırmalar, Y kromozomundaki gen kaybının sabit bir hızda ilerlemediğini ve duraksamalarla devam ettiğini gösteriyor.
DİĞER TÜRLERDEN ÖRNEKLER
Bilim insanları, bazı kemirgen ve memeli türlerinde Y kromozomunun tamamen ortadan kalktığını, ancak cinsiyet belirleme işlevinin başka genetik mekanizmalara devredildiğini belirtiyor. Bu durum, insan evrimini anlamak açısından büyük önem taşıyor. Uzmanlar, Y kromozomunun geleceğine ilişkin kesin bir değerlendirme yapabilmek için daha kapsamlı ve uzun vadeli genetik çalışmaların şart olduğunu vurguluyor.
Jenny Graves, “Y kromozomu evrimsel süreçte önemli bir gen kaybı yaşadı. Bu kayıp durmazsa, milyonlarca yıl sonra erkeklik kromozomu tamamen yok olabilir” derken, Hughes ekibi ise sürecin çok daha yavaş ilerlediğini ve insanlarda Y kromozomunun halen stabil olduğunu belirtiyor.
Bilim dünyasında Y kromozomunun geleceğine dair tartışmaların önümüzdeki yıllarda da devam edeceği öngörülüyor. İnsan türünün cinsiyet sisteminin geleceği, yapılacak genetik araştırmalar ve uzun vadeli gözlemlerle netlik kazanacak.


















